menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kansu’nun kuşu Kahire’de neden başımıza etti

24 26
yesterday

Bu başlıkta bilinmeyen maddeler mevcut elbette. Birincisi Kansu kimdir ya da ne olabilir? İkincisi, neden Kahire’de geçmekte bu olay? Üçüncüsü ise, bu kuş nasıl bir kuş ki, durup dururken başımıza etsin? Hemen açıklayalım tüm bunları da olayın ilginçliği ve ağırlığı belli olabilsin.

Bu yazımızı, Mısır’ın başkenti Kahire’nin ortasından, bizim Boğaziçi gibi salınarak geçen Nil nehrinin kıyısındaki bir kafede yazmaktayız. Nil’siz, bırakın Kahire’yi, tüm Mısır ülkesini bile düşünmek imkânsız olur. Akdeniz’den Afrika’nın orta taraflarına kadar uzanan bu muhteşem anıt-nehir, firavunlardan bu yana hem geçtiği her yere hayat vermiş, hem de tüm olan bitene şahitlik etmiş bir akan okyanus sanki. Aslında dikkatle bakıp iyice dinlerseniz, sanki artık ne kadar yorulduğunu anlatmasını da duyabilirsiniz.

Nil’in kıyısındaki Kahire’ye, bir Türk-Mısır konseri için gelmiştik. Şehrin en muhteşem mekanlarından biri olan 500 senelik Kansu Gauri Kümbetindeki salonda olacaktı konserimiz. Elbette, Memlükler’in sondan ikinci Sultanı olan Kansu’nun, saray gibi olan külliyesinde vereceğimiz bu konser için çok heyecanlıydık. Çünkü, adından da anlayabileceğiniz gibi, kendisi de has bir Türk olan bu kuvvetli Sultana, memleketimiz Türkiye’den selam ve saygı getirmek gibi bir niyetimiz de vardı. Balkanlardaki Türk varlığından geriye kalan hatıralara duyduğumuz ilginin aynısını, Mısır’ın tarihinde çok önemli yer tutan Memluk dönemine de duymaktaydık.

Eşref Kansu, daha genç bir delikanlı iken, o dönemin Memluk Sultanı Kayıtbay tarafından Kafkaslardan Mısıra getirilip, Kahire’deki Ghuri askeri akademisinde eğitilmişti. O nedenle de adı Kansu Ghuri olarak anıldı bundan sonra. Haçlıları ve Cengiz Han’ın Moğollarını Orta Doğu’dan söküp atan Sultan Baybars gibi Türk soyundan olan Kansu, zamanının en yetenekli yöneticilerindendi. Bizim içinde konser yapacağımız külliyeyi de vefat ettiği zaman gömüleceği bir ruhani merkez olarak inşa ettirmişti ama kısmet olmayacaktı burada gömülmeye. Şimdi Kahire’nin en göbeğinde kalan bu merkez, medresesi, camileri, yatırları ve toplantı........

© Aydınlık