menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Üç Deniz Girişimi’nin jeopolitik şifreleri-II

10 9
17.05.2025

Geçen hafta, Türkiye’nin "stratejik ortak"lığa kabul edildiği, yani "yatırımcı ülke" statüsünü elde ettiği bir emperyalist proje olan “Üç Deniz Girişimi”nin kuruluş ve gelişme öyküsüne değinmiştim. Bu noktada bir parantez açmak gerekirse, Baltık-Karadeniz-Adriyatik'in arasında oluşturulan "Girişim"i simgeleyen "Üç Deniz", 2023'te Yunanistan'ın da katılmasıyla Baltık-Karadeniz-Adriyatik-Ege'ye evrilmiş; yani, deniz sayısı -mantıken- üçten dörde çıkmıştır.

AB'nin kurucu devletlerine göre jeopolitik dezavantajları olan ve göreceli ekonomik gerilikten kurtulamayan Doğu Avrupa, modern altyapı gereksinimlerinin karşılanmasında AB desteğinin beklenti altında kalması üzerine, ulaştırma, enerji ve telekomünikasyon altyapı eksikliklerini ABD'nin motivasyonu üzerinden tamamlamayı denemektedir. Anlayacağınız, AB'nin çıkarları ile ortaklaşmak için çıktığı yolda Doğu Avrupa, kulvar değiştirdi ve ABD'nin çıkarlarına hizmet eder duruma düştü. Geçen hafta "Ne oldu da Türkiye, bir ABD projesi olan 'Üç Deniz Girişimi'ne 'stratejik ortak' olmak için çaba gösterdi?" sorusunu sormuş, Türk Hükûmeti’nin de Asya’dan Batı’ya doğru makas değiştirdiği izlenimimi dikkatlerinize sunmuştum.

“Üç Deniz Girişimi”nin kendi açıklamalarından;

- Ekonomik büyüme,

- Bölgeye yatırımcı çekme,

- Enerji güvenliği,

- Jeopolitik iş birliği,

- Akıllı........

© Aydınlık