Müze gemi olarak yeniden doğmayı bekleyen ‘Göke’
Kemal Reis, Burak Reis ve Piri Reis’in birlikte tasarlayıp 1496’da inşasına başladıkları ve “Göke” adını verdikleri dev iki savaş gemisi, 1498’in Mayıs’ın da harekâta hazır hâle gelmişlerdi. 1499-1502 Osmanlı-Venedik Savaşı’nın gelmekte olduğunu anlayan Venedikli denizcilerini en çok düşündüren konu, Akdeniz havzasının daha önce görmediği büyüklükteki bu Osmanlı savaş gemilerini nasıl etkisiz hâle getirecekleri idi.
Osmanlı Devleti’nin her biri için 20 bin düka altın harcadığı ve döneminin en büyük savaş gemisi olma özelliğindeki bin 800 tonluk, kalyon ve kadırga karışımı şeklinde tasarlanmış olan “Göke” adındaki bu komuta gemileri, bırakın Akdeniz havzasını dönemin okyanus gemilerinin bile 4-5 katı büyüklüğündeydiler. Hem kürek hem de yelkenle yürütülen, 48 metre (70 arşın) boyundaki ve 20 metre (30 arşın) enindeki her bir göke, bordalarında taşıdığı 26 adet top ile de döneminin ateş gücü en yüksek gemileri idi. Her biri 86 santimetre çapındaki (çevresi 4 arşın) toplam 4 direğin serenlerinde taşıdığı 40 zırhlı okçunun dışında, 2 bin muharip asker ve denizci ile sancak/iskele bordalarındaki 24 çift küreği çekecek 432 kürekçiyi (her bir kürek için 9 kürekçi) taşıyacak şekilde tasarlanmışlardı. Manevrasından daha çok yüksek ateş gücü ön planda olan ve birer yüzen kaleden farksız olan iki gökeden biri Kemal Reis’e diğeri de Burak Reis’e komuta gemisi olmuşlardı. Normal şartlarda yüksek bordalı gemilerde rastlanmayan 24 çift küreğin gökedeki ana görevi, intikali kolaylaştırmak değil, bordalardaki lumbarlarına sabitlenmiş toplara isabetli atış yaptırmak amacıyla bu dev gemiye olduğu yerde dairesel hareket yaptırmak idi.
Venedik kayıtlarına göre, Kemal Reis ve Burak Reis’in komuta ettiği 2 göke, kendilerine refakat eden 4 kadırga ve 8 kalyete ile birlikte, ilk defa, 1498’in mayıs ayında Girit sularında........
© Aydınlık
