Yolsuzlukla savurganlık yan yana
Uzun erimde en kârlı yatırım eğitim yatırımıdır. Eğitimin doruk noktası olan üniversitelerde eğitim ve araştırmalar birbirine koşut olarak yürütülür. Üniversitelerin temel görevlerinden biri de toplumu aydınlatmaktır.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanya’dan ayrılarak Türkiye’ye sığınan değerli bilim adamlarının üniversitelerin kuruluşu sırasında önemli katkıları olmuştur. Bunlardan Türkiye hayranı, Alman Profesör Ernest E. Hirsch anılarında; “Kütüphanesi olmayan bir üniversite, cephaneliği olmayan bir kışlaya benzer.” demiştir. (Hirsch, E.E., Hatıralarım, Sevinç Matbaası, Ankara-1985, s.276.)
Ege Üniversitesi 1955 yılında kurulmuştu. Benim üniversite öğrenciliğim Ziraat Fakültesinin ilk mezunlarını verdiği 1961 sonbaharında başlamıştı. Aynı tarihte Fen Fakültesi açılmıştı. Fen, Tıp ve Ziraat Fakültesi birinci sınıf öğrencileri fizik, kimya, botanik ve zooloji derslerini birlikte görüyordu. Bunların ayrı laboratuvarları vardı. Ziraat Fakültesinde Toprak, Gıda, Bahçe Bitkileri, Tarla Bitkileri, Bitki Koruma, Zootekni (hayvancılık) kürsülerinde laboratuvarlar vardı. Buralarda mikroskoplar, hassas teraziler, soğutucular, ısıtıcılar, değirmenler, elekler, analiz amacıyla kullanılan “flame fotometre”, “gaz kromatografisi” gibi karmaşık cihazlar bulunurdu. Deney tüpleri, cam borular, beher glass, vs. gibi cam eşya ve asitler, bazlar, amonyak vs. gibi kimyasal maddeler gereklidir.
Önceleri kürsü, sonraları bölüm........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein