menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Üretim Ekonomisi: Küresel hegemonyaya karşı bağımsızlığın temeli

19 11
26.03.2025

Dünya nüfusunun 2050’de 10 milyar kişiyi aşması beklenirken, bu büyüyen nüfusu beslemek, barındırmak ve istihdam etmek için üretim ve tarım sektörlerinin geleceği üzerine odaklanmak kaçınılmaz hale geliyor. Türkiye, Avrupa Birliği (AB), Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Çin ve Asya ülkeleri, bu süreçte farklı yaklaşımlar sergiliyor. Üretimde ve tarımda çalışan nüfus oranları, şehirleşme hızı ve kırsal alanların geleceği, bu ülkelerin ekonomik ve sosyal politikalarını şekillendiren temel unsurlar arasında yer alıyor.

Türkiye'de tarım sektörü, ülkenin toplam istihdamının yaklaşık yüzde 14,8'ini oluşturuyor. Ancak son yıllarda hızlı bir şehirleşme süreci yaşanıyor. Türkiye'nin nüfusunun yüzde 75'i şehirlerde yaşıyor; ancak özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde kırsal alanlar hâlâ önemli bir rol oynuyor. Tarım sektöründe çalışan nüfus giderek azalsa da modern teknolojilerin kullanımıyla verimlilik artıyor. Örneğin, GAP (Güneydoğu Anadolu Projesi) ile sulama altyapısının geliştirilmesi, bölge çiftçilerinin gelirini katlamış durumda.

Ancak gelecek nesiller için endişe yaratan bir konu var: Genç nüfusun büyük çoğunluğu tarım işlerinden uzak duruyor. Bu durum, hem yaşlanan tarım nüfusunun sorununu ortaya çıkarıyor hem de gıda güvenliği açısından riskler yaratıyor. Türkiye, bu zorlukla başa çıkmak için tarımsal eğitim programlarını güçlendiriyor ve genç çiftçileri teşvik eden projeler başlatıyor.

Türkiye'de imalat sanayinde yaklaşık 4,5 milyon kişi çalışıyor (TÜİK, 2023). Sanayi sektörü, imalat sanayisini de kapsamakla birlikte, madencilik ve taş ocakçılığı, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı gibi diğer alt sektörleri de içermektedir. Bu nedenle, imalat sanayisinde çalışanların oranı, toplam sanayi istihdamının bir alt kümesini oluşturur. Ancak, mevcut veriler imalat sanayisine özgü istihdam oranını net bir şekilde belirtmemektedir.

AB ülkelerinde tarım sektörü, toplam istihdamın sadece yüzde 4,5'ini oluşturuyor. Ancak AB, dünya genelindeki tarımsal ihracatın yüzde 16'sını gerçekleştiriyor. Almanya, Fransa ve Hollanda gibi ülkeler, modern tarım teknolojilerini kullanarak sürdürülebilir üretim modelleri geliştirdi. Özellikle "Yeşil Anlaşma" (Green Deal) çerçevesinde, 2030 yılına kadar kimyasal gübre kullanımını yüzde 20 azaltma hedefi belirledi.

Şehirleşme oranı AB’de yüzde 72 civarında. Ancak kırsal alanlar, özellikle turizm ve ekolojik tarım sayesinde canlanıyor. Örneğin İtalya ve İspanya’da organik tarım, genç girişimcilerin ilgisini çekiyor. Ancak AB’nin en büyük zorluklarından biri, tarım işçiliğinde yaşlanan nüfus. Ortalama tarım işçisi yaşı 55’in üzerinde. Bu durum, otomasyon ve yapay zekâ tabanlı çözümlerin yaygınlaşmasını zorunlu kılıyor.

Avrupa Birliği (AB)'nde ise 30 milyondan fazla kişi imalat sektöründe istihdam ediliyor (Eurostat, 2023).

ABD’de tarım sektörü, toplam istihdamın sadece yüzde 1,3'ünü oluşturuyor. Ancak ülke, dünyanın en büyük tarımsal üreticisi konumunda. Kaliforniya, Iowa ve Teksas gibi eyaletlerdeki büyük çiftlikler, küresel gıda zincirinde kilit bir rol oynuyor. ABD’de şehirleşme oranı yüzde 83 civarında. Şehir nüfusunun toplam nüfusa oranı olarak düşünüldüğünde ABD’nin büyük ölçüde şehirleşmiş bir ülke olduğu görülmektedir.........

© Aydınlık