Paranoyamız Sevr ile idealimiz Lozan hakkında
Herkes birbirine soruyor:
Tek Adam Rejimi’nin baskıları her dakika artarken Kürtlerle barış nasıl olabilecek?
İlk verilecek cevap şu olabilir: Böyle giderse herhalde epey zor.
Çünkü daha şimdiden:
1) Kürt haklarının saygı göreceği vaadinin hiçbir garantisi yok, olay alabildiğine muallakta;
2) Olayı tartışacak Komisyon’un adı (“Terörsüz Türkiye”) bile tartışmalı. CHP, bu yeni kuruluşun CB Erdoğan’ı ömür boyu koltukta tutma komisyonu olmasını önlemek için nitelikli çoğunlukla karar alınmasını şart koşuyor;
3) Milli Savunma Bakanlığı 23 Temmuz’da Suriye’nin Türkiye’den “askerî destek” istediğini duyurdu. CB Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Fidan’ın ağzından “böldürmemek için müdahale” lafı çıktı. AKP Sözcüsü Ö. Çelik de bu çıkışı sürdürdü;
İngiltere ve Fransa 1916’da Sykes-Picot gizli anlaşmasıyla öyle zehirli bir düzen getirmiş ki hem kurduğu ülkeler yanıyor, hem de onlara dokunan. Çünkü parçalanma öyle böyle değil. Nitekim ABD fıymaya çalışıyor, biz ise girmeye.
Bataklık değil tam bir Batakhane olan ve zaten 10.000’i aşkın askerimizin üslendiği Suriye’ye tekrar girmek Türkiye’nin başını fena halde belaya sokacağından öte, Türkiyeli Kürtlerle uzlaşmayı da kesinlikle dumura uğratır;
4) Trump’ın bağış toplayıcısı Tom Barrack’ın, nereden duyduysa, “Osmanlı Millet Sistemi” ukalalığı var. CB Erdoğan’ın millet/ulus yerine ümmet’i hatırlatan “Türk-Kürt-Arap” formülü var. Bahçeli’nin de bazılarına Lübnan’ı çağrıştıran “biri Kürt biri Alevi iki cumhurbaşkanı yardımcısı” sözleri var. Bunlar kafaları fena halde karıştırmış durumda;
5) Ülkenin bütünlüğü açısından fevkalade güzel olan, ama Süreç’in hiç öyle kolay geçmeyeceğini gösteren bir husus: Kürtler sadece kendi haklarının değil, Türkiye’nin demokrasiye kavuşmasının da peşindeler. Nitekim Tuncer Bakırhan’ın söylediği çok net: “Diyarbakır’ın özgürlük talebi ile İstanbul’un adalet arayışı aynıdır. Bu ikisini birbirinden ayrıştıramayız”.
6) Ulusalcılarımızın (Milliyetçi – Siyasal İslam = Ulusalcı) “katkıları” var........
© Artı Gerçek
