menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Dış finansman krizinin yatırımlar boyutu

35 1
14.07.2025

Ekonomik kriz, doğrudan üretim temellidir. Mal ve hizmetlerin üretiminde (dolayısıyla milli gelirde) net bir küçülmeyi ifade eder. Bu türden bir krizi Türkiye 2008 yılında tecrübe etmişti. 2020’de de pandemi kaynaklı bir daralma) yaşanmıştı.

Mali kriz ise para hareketleri ve finansman kaynaklı bir krizdir. Başkancı Rejim’e ilk günden beri eşlik eden uzun vadeli dış finansman krizi, özü itibariyle bir mali krizdir. Döviz finansmanı krizi, Türkiye ekonomisine giren dövizin, ekonominin çarklarını çevirmeye yetmemesidir. Bu mali kriz kendisini kontrolden çıkan cari açıkta, tırmanan döviz kurlarında, hiper enflasyonda açıkça ortaya koyar. Bu kriz, iktidara iki seçenek bırakır: Ya yüksek faizle üretimi durgunlaştırıp cari açığı azaltmak (ki bu işsizliği büyütür) ya da faiz kırarak tüketimi pompalamak (ki bu da işsizliği azaltır ancak enflasyonun ve döviz kurlarının yükselişine sebep olur).

Döviz finansmanı krizinin yapısal sebeplerini ortadan kaldırmayan Erdoğan iktidarı, çareyi seçim dönemlerinde faiz kırıp, seçimlerden sonra faiz yükseltmekte bulmuştur. Böylece, 2017Wden bu yana Türkiye ekonomisinin mali döngüsü bir uçta durgunluk ve işsizlik, diğer uçta hiper enflasyon ve döviz şokları bulunan bir kısırlığın içine hapsolmuştur.

Döviz finansmanı krizi, doğrudan reel ekonomiyle bağlantılıdır. Bu krizin reel ekonomiye dayanan boyutları arasında enerji ithalatı zorunluluğu, tarım krizinin gıda ithalatını zorunlu hale getirmesi, Doğrudan Yabancı Yatırımlarda (DYY) azalma gibi etkenler vardır. Bu krizi telafi eden karşıt etkenler arasında ise doğalgaz ve petrol üretimindeki artışlar, turizm gelirleri, altın-gümüş vb. değerli madenlerin üretimindeki artışlar gibi unsurları........

© Artı Gerçek