Reflekslerin Peşinde
Mesleğe başladığımdan beri daha çok siyasi ve sosyal olayların içinde bulundum. Meydanlarda, mitinglerde, toplumsal hareketlerin tam ortasında, kimi zaman gergin kimi zaman umut dolu anları fotoğrafladım. Ancak tüm bu yoğun gündemin arasında spor fotoğrafçılığı her zaman bana ayrı bir cazibe taşıdı. Belki de orada da hayatın kendisine çok benzeyen bir şey var. Hız, sürprizler, anı kaçırmamak.
Spor foto muhabirliği bana göre bir refleks meselesi. Sahanın kenarında dururken yalnızca oyunu izlemiyorsun; her an tetikte oluyorsun. Topun yön değiştirmesi, oyuncunun beklenmedik bir hamlesi, hakemin düdüğü ya da taraftarların coşkusu… Her şey saniyeler içinde olup bitiyor. İşte o anda deklanşöre basmak, zamanlamayı doğru ayarlamak, hem sezgilerini hem de reflekslerini sınayan bir şey.
Bu yüzden spor müsabakalarında fotoğraf çekmeyi kendim için bir antrenman gibi görüyorum. Bir anlamda zihinsel bir egzersiz. Çünkü sahada reflekslerini keskinleştiren, seni sürekli diri tutan bir atmosfer var. Sosyal olaylarda yaşadığım belirsizlikler gibi, burada da sürprizlere hazırlıklı olmalısın. Hiçbir şey planladığın gibi gitmeyebilir; ama o sürpriz anlar seni mesleğin en güzel karelerine götürür.
Bir futbolcunun gol sevinci, basketbol potasına doğru süzülen top, ringde rakibine indirilen yumruk ya da bir atletin bitiş çizgisini geçtiği an… Tüm bu kareler sadece sporun değil, aynı zamanda insanın sınırlarını........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein