Yanan insanlık onurunu kim söndürecek?
Türkiye’nin ormanları cayır cayır yanarken, sırtını bu cehenneme dönüp bütün bir yaşamın kül olduğunun kanıtı sarı sıcak dumanları kendisine fon yaparak çektirdiği şuh pozlarını paylaşan bir influencer (ya da her ne haltsa), sadece basit, münferit bir sosyal medya ürünü değil. (Evet, ürün diyorum; zira para ve/ya şöhret için “kendi”liğinden çıkan bu güruh epeydir pazarlama-reklam sektörünün muhtelif ürün skalasının küçük bir parçasından ibaret. Doğrusu acıyorum sefaletinize!) Sosyal medya mecralarında beliriveren bu ve benzeri birçok görüntü/paylaşım yalnızca bir kişinin görgüsüzlüğü olmanın ötesinde, aynı zamanda bu toplumun ahlaki koordinatlarını yitirmiş olduğunun ve çağımızda bireyselliğin trajik kaybının apaçık göstergesi. Bir ülkenin coğrafyası yanarken birey, onu fon yaparak kendini öne çıkarmaya çalışıyorsa orada yalnızca ormanlar değil, başta vicdan ve sağduyu olmak üzere insanlık namına ne varsa kül olmuştur!..
Mevzu üzerine aklıma düşen Friedrich Nietzsche, bundan bir buçuk asır önce kaleme aldığı satırlarda bu çürümenin ipuçlarını görmüştü aslında. Nietzsche “sürü ahlakı” adını verdiği kavram üzerinden bireyin kendi değer yargılarını yitirip başkalarının değer yargılarına göre yaşamaya başlamasıyla,........
© Anayurt
