Türkiye’de çalışmak=Sineğin yağının yağının yağını…
Türkiye’de son yıllarda en çok sınanan şey işçinin, çalışanların sabrı ve özlük hakları. Muktedirlerin amentüsüyle, her koşulda en büyük dokunulmazlık hakkı da işveren ve zihniyetine tanımlı: Çalış, daha çok çalış; daha az talep et. Ve bu düsturda yalnızca işverenlerin, patronların, kalantorların gemisini yürütmeye kendini adamış bu çarpık sistem, bu hafta utanç verici bir düzenlemeyi yakın zamanda tatil yapmamakla sözüm ona temsilcisi olduğu halkına lütfeden parlamentomuz çatısında yasalaştırdı.
TBMM’de onanan bu yeni yasaya göre; Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan turizm işletme belgesi almış konaklama tesislerinde çalışan turizm işçileri artık 6 değil, 10 gün çalıştıktan sonra 1 gün dinlenebilecek. Evet, yanlış duymadınız; çağlar boyu dünyaca kabul görmüş takvimde bildiğimiz haftanın 7 günü Şarklı geri kalmışlığın öz yurdunda sineğin yağının yağının yağını çıkarmak için gerekirse 11 güne çıkarılabilir. Dahası beden ve zihninizi tükettiğiniz 10 günün sonunda sistem size bir günlüğüne “insan” olduğunuzu hatırlamanıza izin verebilir. Neden olmasın? Müstear adı “Mümkünlü” olan bir ülkede, her şey mümkün!..
Bu cüretkâr değişiklik, Türkiye’de çalışma rejiminin vardığı akur yozlaşmışlığın basit bir yansıması değil; doğrudan özeti. 1980’den itibaren adım adım örülen neoliberal........
© Anayurt
