Kıbrıs’ta “çözüm” bıraktığımız yerde…
KKTC, GKRY ve Birleşmiş Milletler arasında geçtiğimiz gün yapılan yapılan son üçlü görüşme, Kıbrıs’ta çözüme dair sürecin yeniden canlandığına dair iyimser bir tablo sunmayacak bir nötrlükte olmasının yanında, bir başka gerçeği açık biçimde ortaya koyuyor. O da, ada gündemindeki meselelerin artık teknik başlıklarla oyalanamayacak kadar ağır, ama siyasi cesaretsizlikle de çözülemeyecek kadar köklü oluşu…
Görüşmede masaya konan başlıklara baktığımızda ilk izlenim tanıdık. Geçiş noktalarının rahatlatılması, ‘Hellim dosyası’, ortak altyapı projeleri, vb.… Kıbrıs’ın günlük hayatına dokunan, iki toplum arasında temas üreten tüm bu başlıkların gereksiz olduğunu iddia edemeyiz elbette. Fakat yıllardır bu ihtilaflarla dolu dosyayı, adayı izleyenler için asıl mesele de burada başlıyor. Çünkü Kıbrıs’ta teknik, kağıt üstünde görünen-görünmeyen “ilerleme”(!), siyasi sorunun etrafında dönüp duran ama ona ilişmeden varlığını sürdüren bir alışkanlığa dönüşmüş durumda.
Konuya tam hakim olmayanlara anımsatmak gerekirse, problemin özü; tarafların birbirini hangi statüde gördüğüyle ilgili. GKRY, çözüm tartışmasını federasyon parametresi içinde tutmaya çalışırken; KKTC, siyasi eşitliğin bu parametre içinde fiilen karşılık bulmadığını söylüyor; ki yalnızca AB’nin adada GKRY’yi gözeten politik tutumları bu durumun en açık göstergesi. Diğer yandan, her iki taraf da BM metinlerine atıf yapsa da, aynı metni aynı yerden okumuyor. İşte bu fark,........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
John Nosta
Daniel Orenstein
Beth Kuhel