İdari teamüller nereye kayboldu?
2025’in daha ilk ayında yaşanan hadiselerle zor, üzücü ve bunaltıcı gündemlerin içindeyiz. Bugün yazacaklarım da niçin sürekli bu tür kötü, fecaat uyandıran gündemlerle güne başladığımızın en başat ve genel sebeplerinden biri üzerine. Konumuz sorumsuzluk…
Tamamen objektif bir değerlendirmeyle, Türklerin çok köklü bir devlet geleneğine sahip olduğunu ve tarih boyu değişim dönüşümler içinde bile bu kadim siyasi geleneği sonraki kuşaklara aktarabilen mahir bir ilerleyişte olduğunu söyleyebiliriz. Bu dar alanda uzun uzun temel düzey siyaset bilimi dersi verecek değilim elbette; fakat buradan modern devlet kavramına döndüğümüzde, teorik olarak, toplumların asgari bir sağlık, ekonomik refah ve güvenlik ortamında sulh içinde yaşayabilmeleri için kurgulanmış geniş bir yönetim çatısının kastedildiğinin bilincinde olmalıyız. Osmanlı Devleti’nin kuruluşuna mistik ve felsefi düsturuyla iz bırakan bir tarihi kişilik olan Şeyh Edebali’nin benim de çok sevdiğim “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” sözünde saklı evrensel nitelikteki siyasi anlayış, tam da teorik manada burada kabaca çerçevelediğim normatif bir modern devlet imajına işaret eder.
Ancak bugünlere geldiğimizde Türkiye’de günden güne rastladığımız dehşet verici manzaralar ve yaşadığımız........
© Anayurt
