Bize ayna tutarlar. Bizi biz yapan doğrularımızı, eğrilerimizi, omuzlarımızdaki görünmez yükleri ve kendimize bile itiraf edemediğimiz korkularımızı gösterirler. Bu ayna bazen o kadar keskin bir ışıkla parlar ki, gözlerimizi kamaştırır ve ilk tepkimiz onu itmek olur. Hayatın karmaşık sahnesinde bu tür insanlar, çoğu zaman en beklemediğimiz anlarda belirir ve varlıklarıyla bizi sarsarlar. Ancak, asıl sanat bu yansımayı doğru okuyabilme becerisinde yatar. Çünkü her yansıma gerçeği göstermez. İşte asıl mesele burada başlıyor: bize ayna tutanlarla, bizi sadece yansıtanları ayırmak.

Hayatımızdaki "gölge savaşçıları" bizi kendileriyle karıştırmaya çalışanlardır. Onlar, ne başarı ne de mutluluk kabul etmeyen ruhlardır. Başarınızı, duruşunuzu, eşinizi ya da işinizi kıskanarak size saldıranlar, aslında kendi içlerindeki eksikliklerin birer yansımasıdır. Onların amacı sizi yükseltmek değil, kendi seviyelerine çekmektir. Söyledikleri, kırık bir aynanın size sunduğu çarpık ve bozuk bir görüntüden farksızdır. Bu yansımalar, sizinle ilgili değil, onların sizin üzerinizde görmek istediği hayal kırıklıklarıyla ilgilidir. Onlar, sizi eleştirdikçe kendi içlerindeki güvensizlik canavarını besler ve bu durumdan geçici bir tatmin duyarlar. Bu tür kişiler, kendileri ışık olamadıkları için, etraflarındaki ışığı söndürmeye çalışan pervaneler gibidir. Unutmayın, bir insan bir başkasında eleştirdiği her ne varsa, kendi içinde........

© Analiz