menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sürdürülebilirlikte gerçeklik zeminine dönmeliyiz!

15 0
20.05.2025

Ancak sürdürülebilirliğin yalnızca kişisel tercihlere, alışverişte kumaş torba kullanmaya ya da organik ürün tüketmeye indirgenmesi, bu kavramın içini boşaltmak anlamına geliyor. Gerçek bir sürdürülebilirlik ancak üretimin ve tüketimin küresel ölçekte bilinçli bir şekilde kısıtlandığı, devletlerin çevre politikalarında tutarlı ölçütler benimsediği ve şirketlerin toplumsal sorumluluklarını iş yapma biçimlerine entegre ettiği büyük bir dönüşümle mümkün olabilir.

Bugün çoğu insan geri dönüşüm kutularına plastik şişelerini atarken çevreye katkıda bulunduğunu düşünüyor. Oysa gerçek şu ki, bir plastik şişe yalnızca ortalama bir ya da iki kez geri dönüştürülebilir. Daha sonra plastik yapısı bozulur, kalitesi düşer ve sonunda çöpe ya da yakma tesislerine gider. Geri dönüşüm, başlı başına bir çözüm değil; yalnızca geçici bir yavaşlatma biçimi. Asıl mesele, en başta bu kadar çok plastik üretmemek olmalı. Tüketimi sınırlamak, dayanıklı ve uzun ömürlü ürünlere yönelmek, sistemin sürdürülemezliğini sorgulamak zorundayız.

Küresel düzeyde, Paris İklim Anlaşması ya da Avrupa Birliği'nin Yeşil Mutabakatı gibi metinlerle ülkeler karbon salımını azaltma taahhüdünde bulunuyor. Fakat bu tür uluslararası anlaşmaların kağıt üzerinde kalmaması için somut uygulamalarla desteklenmesi şart. Karbon vergileri, doğa temelli çözümler, yenilenebilir enerjiye geçiş gibi stratejiler, yalnızca çevre için değil, insanlık onuru için de bir zorunluluk haline geldi. Fakat bu politikalar da yalnızca hükümetlerin masa başında aldığı kararlarla başarıya........

© Analiz