menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni dönemin dinamikleri

13 2
10.04.2025

Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Akif Kireçci, Türkiye-ABD ilişkilerinin dinamiklerini AA Analiz için kaleme aldı.

***

Eski ABD Başkanı Joe Biden döneminde mesafeli bir yakınlık diyebileceğimiz bir çerçevede ilerleyen Türkiye-ABD ilişkilerini, Donald Trump’ın ikinci başkanlığı döneminde neler bekliyor? İlişkilerde önceki dönemlerden devam eden sorunlar aşılabilecek mi, yoksa yeni sorunlar mı eklenecek? ABD Başkanı Trump ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki kişisel yakınlık yeni döneme nasıl yansıyacak? Orta Doğu ve Avrupa’daki gerilimler, ABD’nin Asya’ya yönelik yeni politikaları iki ülkeyi daha yakın işbirliğine teşvik ederken jeopolitik tercihlerdeki farklılıklar ve ABD güvenlik bürokrasisi bu gerekliliğe uyum sağlayabilecek mi?

Türk-Amerikan ilişkileri tarihsel seyri içerisinde genelde iki temel parametre üzerinde şekilleniyor. Bunlardan birincisi Türkiye’nin NATO üyeliği ve bu üyeliğin getirdiği yükümlülükler çerçevesinde Avrupa güvenliğine yapması beklenen katkılar. İkincisi ise özellikle 1948’den sonra İsrail ile olan ilişkiler başka bir deyişle Türkiye’nin İsrail’in güvenliğine de katkı vermesi. ABD tarafının ilişkilere bakışının bu minvalde şekillendiği artık her dönem iktidarlarının malumu. Bir de politika yapım sürecinde bu parametreleri en çok etkileyen ABD’nin kendi iç politika dinamikleri var, daha net bir ifadeyle lobiler var. Türkiye’nin her yıl gündeme gelen Ermeni iddiaları sırasında görüp sonra peşini bıraktığı Ermeni lobisi, pek görünmeyen ama gayet etkin Yunan lobisi ve şimdilerde bir de FETÖ lobisi Kongre’de Türkiye aleyhine kararlar aldırabilecek potansiyele sahipler.

Türkiye’nin daha önce Ermeni iddialarına karşı ve silah yardımları konusunda destek aldığı ama sonra özellikle “one minute” çıkışından sonra ters düştüğü İsrail lobisi ise hem Doğu Akdeniz denkleminde hem de CAATSA yaptırımları ve Türkiye’nin F-35 üretim sürecinden dışlanmasında etkin rol oynamıştı. Aynı lobi ABD’nin, İsrail’in Gazze’deki yıkımına hem silah hem sınırsız moral destek vermesini sağlıyor. Görünen o ki, ikinci Trump döneminde ABD, İsrail’in hem Filistin topraklarına hem de çevresindeki komşu ülkelere yönelik saldırgan ve genişlemeci tavrını frenlemeye cesaret edemeyecek.

Bu yüklü arka plana rağmen Türk-Amerikan ilişkileri yeni bir açılımın eşiğinde görünüyor. Bu açılım beklentisini sadece Trump ve Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki kişisel yakınlığa bağlamak yeterli........

© Anadolu Ajansı Analiz