Türkiye'nin enerji diplomasisi: Bölgesel güçten küresel oyunculuğa
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’ndan (SETA) araştırmacı Büşra Zeynep Özdemir, Türkiye’nin enerji alanındaki çok boyutlu dış politikasını AA Analiz için kaleme aldı.
***
Enerji, sürdürülebilir ekonomik büyümenin en kritik yapıtaşlarından biri olmayı sürdürüyor. Bundan bir asır önce, fosil yakıtlar (petrol, kömür ve doğal gaz) küresel enerji sahnesine hükmederken; bugün ise temiz enerji teknolojilerinin hızla yaygınlaşması, kritik minerallere olan talebin artması ve nadir toprak elementlerinin stratejik önemi, enerjiyi, çağımızda dış politikanın en öncelikli meselelerinden biri haline getiriyor. Küresel piyasalar arasındaki karşılıklı bağımlılığın artması, enerji ihracatçısı ve ithalatçısı ülkeleri uluslararası ilişkilerde daha ihtiyatlı ve hesaplı hareket etmeye zorluyor.
Türkiye’nin enerji tüketimi, nüfusu ve ekonomisinin büyümesiyle birlikte düzenli olarak artıyor ve enerji karmasını çeşitlendirme konusunda birçok ülkenin önüne geçti. Ankara, son yirmi yılda hem eşsiz coğrafi konumunu hem de köklü tarihsel ilişkilerini avantaja çevirerek proaktif ve çok boyutlu bir enerji diplomasisi izliyor. Türkiye, yalnızca tükettiği enerji kaynaklarını değil, aynı zamanda enerjiyi ithal ettiği transit hatlarını da çeşitlendirerek, geçmişte hidrokarbon zengini komşularına olan "asimetrik" bağımlılığını, adım adım "karşılıklı" bağımlılık düzeyine taşıdı. Doğal gaz altyapısına, boru hattı ağlarından sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalat kapasitesine kadar yapılan stratejik yatırımlar, Türkiye’nin enerji güvenliğini önemli ölçüde güçlendirdi. Ayrıca, sahip olduğu iki LNG gazlaştırma tesisi ve üç yüzer depolama ve gazlaştırma ünitesi (FSRU), Türkiye’nin gaz ithalatı anlaşmalarında pazarlık gücünü de ciddi şekilde artırdı.
Türkiye, sadece enerji ithalatını çeşitlendirmekle kalmıyor, aynı zamanda tüketici olmanın ötesine geçip üretici bir ülke haline gelerek dışa bağımlılığını azaltmayı hedefliyor. Son on yılda Ankara, hem karada hem de kendi deniz yetki alanlarında kapsamlı hidrokarbon arama çalışmaları başlattı ve bu alanda sahip olduğu derin deniz arama ve sondaj filosuyla dünyada bu kapasiteye sahip sayılı ülkelerden biri konumuna geldi. Üstelik bu filo, yalnızca Türkiye’nin iç ihtiyaçları için değil. Türkiye, enerjide daha geniş bir coğrafyanın güvenliğine katkı sunmayı ve bölgesel güçten küresel oyunculuğa uzanan iddiasını güçlendirmeyi amaçlıyor.
Türkiye’nin girişimci dış politika........
© Anadolu Ajansı Analiz
