Avrasya'nın yeni denklemi ve Türkiye'nin stratejik konumu
Küme Vakfı Güvenlik ve Strateji Masası'ndan Abdullah Kabaoğlu ve Ahmet Zahit Güney, Avrasya'daki değişen güç dengelerini ve Türkiye'nin bu süreçteki stratejik konumunu AA Analiz için kaleme aldı.
***
ABD dış politika çevrelerinde odağın Orta Doğu’dan Uzak Doğu’ya, özellikle de Çin’i dengelemeye kaydırılması yönündeki çağrıların zirvede olduğu bir dönemde, ABD’nin Rusya ve İran gibi iki önemli rakibiyle gerilim ortaya çıkarma ihtimali barındıran bir girişimde bulunması ilk bakışta şaşırtıcı görünebilir. Ne var ki, Zengezur Koridoru’nun coğrafi önemi dikkate alındığında bu girişim, ABD’nin son 20 yılda Orta Doğu’da sürdürdüğü maceralardan belirgin şekilde ayrışmaktadır.
Azerbaycan’ın zaferiyle sonuçlanan İkinci Dağlık Karabağ Savaşı ile 30 yılı aşkın süredir gergin seyreden Azerbaycan–Ermenistan ilişkilerinde yeni bir döneme girilerek iki ülke arasında barış müzakereleri başlamıştı. Müzakereler başlangıçta Rusya’nın arabuluculuğunda yürütülse de iki ülkenin Moskova ile ilişkilerindeki dalgalanmalar nedeniyle süreç zaman içinde önce Avrupa’ya ardından da ABD’ye kaydı. Nihayetinde 8 Ağustos’ta ABD Başkanı Donald Trump’ın arabuluculuğunda Washington’da bir araya gelen Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, nihai barış anlaşmasının çerçevesini belirleyen ortak bir deklarasyona imza attılar. Ortak deklarasyonda yer alan en dikkat çekici adım ise Azerbaycan ile Nahçıvan’ı birbirine bağlayan Zengezur Koridoru’nun işletim haklarının 99 yıllığına ABD’ye devredilmesi oldu.
Zengezur Koridoru, Barents Denizi’nden Basra Körfezi’ne uzanan ve Avrasya kara kütlesini ortadan ikiye bölen 4 bin 500 kilometrelik hattın, Rusya ve İran’ın kontrolü dışında kalan 300 kilometrelik tek açığında yer almaktadır. Bu açıklık, ABD merkezli Batı ekonomik sistemi için Orta Asya’ya açılan kapı rolü üstlenebilecek alternatifsiz tek karayolu niteliğindedir. Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından ortaya çıkan bu potansiyel, Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) gibi birkaç istisna dışında, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki siyasi gerilimler ve buna bağlı ekonomik belirsizlikler nedeniyle hayata geçirilememiştir. Ancak İkinci Dağlık Karabağ Savaşı sonrasında şekillenen yeni konjonktür, bu riskleri büyük ölçüde ortadan kaldırmış ve bölgenin gelişmiş Batı ekonomileriyle Orta Asya Türk Cumhuriyetleri arasında bir köprü işlevi görebilmesi için uygun koşullar meydana getirmiştir. Bu vechesiyle, ABD makamlarınca “Trump Uluslararası Barış ve Refah Yolu” adıyla sunulan girişim, bu medyatik sunumun ardındaki son derece somut bir reelpolitik ajandaya dayanmaktadır.
Yakın dönemde Orta Asya’daki jeopolitik dengelerde yaşanan gelişmeler, Batı dünyasının bölgeye yönelik artan ilgisini daha........
© Anadolu Ajansı Analiz
