menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Diyanet İşleri Başkanlığı

7 0
27.06.2025

Türkiye Laik ve Demokratik bir ülkedir. Kanun ve kuralları, iş ve işlemleri, yönetim şekli bu minvalde şekillenmektedir. Laik ve Demokratik devletlerinin kanun ve kuralları İslam şeriatına dayandırılmayan yönetim biçimleri olduğunu bilmem vurgulamaya gerek var mıdır? Başka bir ifadeyle bu minvalde kurulan devletlerin topladıkları vergiler dâhil icra ettikleri iş ve işlemler Kur’an ve sünnete göre düzenlenmiş değildir. Hatta bu gibi devletlerin iş ve işlemlerini yürütürlerken, kanunlarını şekillendirirlerken, suç işleyen vatandaşlarına ceza-i müeyyideleri uygularlarken İslam’dan fetva almaya gerek duymadıkları gibi ihtiyaç olarak da görmezler.

Helal ve haram kavramları İslam dinine ait iki kavramdır. Helal, yapılması gerekenleri ifade eden bir kavram olduğu gibi haram kavramı da yapılmaması gereken fiilleri ifade eden bir kavram olduğu hepimizin malumudur. Laik ve Demokratik devletlerin iş ve işlemlerini yürütürlerken helal ve haram kavramları söz konusu olmamaktadır. Toplanan vergiler, İslam dininin belirlediği kurallar çerçevesinde toplandığını da kimseler iddia edemez. Hatta bunu iddia etmenin suç olduğunu söylemeye gerek duymuyorum. Zekât ve sadakaya karışmadıkları gibi iş ve işlemlerini ayet ve hadis ile de çözmeye de çalışmazlar.

Bu, son derece önemli bir meseledir. Bilmek gerek, kavramak gerek.

Türkiye Devletinin gelirlerinin büyük bir kısmını faizden sağladığını hepimiz biliyoruz. Hatta dünyadaki en yüksek faizin Türkiye’de olduğuna da şahitlik yapıyoruz. Kaldı ki ayetlerden hareket ettiğimizde faiz; İslam dinine göre Allah ve Resulü’ne karşı açılan bir savaştır. Laik ve Demokratik devletlere göre ise faiz, vazgeçilmez bir kazançtır. Faiz, laik........

© Akasyam