Adil Olmak Veya Zulmetmek
Büyümek eğer yapılan haksızlıkların, işlenen zulümlerin, çiğnenen adaletin, haysiyetin ve onurun farkına varmak ise olması gerekendir, güzeldir. Yok, eğer büyümek yapılan haksızlıklara, işlenen şirke ve sürdürülen adaletsizliğe, sergilenen nifaka alışmak ve her türlü kötülüğe ön ayak olmak ise zulümdür. Zalim olmaktansa ölmek daha güzeldir.
İnsan olmamız hasebiyle âdil olmak ve adaletle davranmak, adaleti istememiz gerekir. Hayvanlarda böyle bir durum söz konusu değildir. Zulüm ve haksızlığın sonu epterdir, nakıstır. Sahibini âbad etmez.
Zulüm ve haksızlık ilahi kurallardan sapmaktır. Şirk ve delalete dalmaktır. Haksızlığa yol açmaktır.
İlahi kurallar ile yol yürümeyen, davranışlarına şekil vermeyen her insan bir yönüyle zalimdir. Her zalim cahildir. Şirk ise en büyük zulümdür. O halde zalim olmaktan ve zulme dalmaktan uzak durmak İslami bir yaşam sürdürmeye çalışmak demektir. İslam ile müşerref olan, ayetler ile yol bulan, hadisler ile şekillenen, Hz. Muhammed (s.a.v.)’i rehber ve önder edinen her insan adildir ve zulümden beridir. Tam ve gerçek manada adaleti sağlayamamak veya zulme kıyıdan köşeden bulaşmak ayrı bir konudur. Beşer olmak meleklerden ayrı olmayı zorunlu kılmaktadır. Melekler zulme bulaşmazlar.
Şahsen; İslam’ın bir emrine itiraz eden, skandal diye eleştiren, uygulanamaz diye karşı çıkan, dini kural ve kaideleri küçük düşürmek adına manşet atarak alkış çalan birilerini gördüğümde: “Âyetlerimiz kendilerine apaçık birer delil olarak okunduğunda, (öldükten sonra) bize kavuşmayı ummayanlar, “Ya (bize) bundan başka bir Kur’an getir veya onu değiştir” dediler. De ki: “Onu kendiliğimden değiştirmem benim için olacak şey değildir. Ben ancak bana vahyolunana uyarım. Eğer Rabbime isyan edecek olursam, elbette büyük bir günün azabından korkarım.” (Yunus/15) ayeti gün boyu çınlar durur kulaklarımda.
Yüce Allah (c.c.)’ın ortaya koyduğu kural ve kaideler ile yönetilen........
© Akasyam
