Eziklerin Efendisi Efendilerin Eziği
Tarihi zaferlerle dolu Kahraman milletimiz…
Yok böyle başlamayacaktık, ama böyle başlamayacak olmamız bu hamâsî cümlenin hakikat oluşuna bir gölge düşürmez!
“Ezik” kelimesi TDK sözlüğünde şöyle tanımlanmış:
“Çarpma, dövülme vb. sebeplerle vücutta oluşan bere
Ezilmiş veya yassılmış. (Yamulmuş da denebilir)
Olaylar ve hayat şartları karşısında güçsüz ve sıkıntılı duruma düşmüş olan.
pısırık.”
Bu ülke insanının bir kısmı batının ve batılın çarpması/ dövmesi sonucunda zihin ezikliğine maruz kalmıştır. Zihin ezikliğinin ileri boyutu düşünce yamukluğuna varır.
Merhum Başbakanımız Prof. Dr. Necmettin Erbakan, TBMM kürsüsünde nevi şahsına münhasır üslubu ile şöyle seslenmişti:
“Şimdi ben buradan sizlere, ‘Efendim bu konuda Aristo şöyle demiştir, Platon şunu ifade etmiştir, Descartes da şöyle konuşmuştur…’ desem can kulağıyla dinlersiniz; ama ne zaman ki ‘Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav) şöyle buyurur,’ desem o zaman yamyam dansları başlıyor, tam tam dansları başlıyor, (meclis sıralarına vurup gürültü çıkararak konuşmayı engellemeye kalkan batı atığı vekilleri kastediyor) sizi gidi gavur aşıkları sizi…!”
Yani, bize ait olana ne kadar uzak, bizim olmayana ne kadar yakınsınız, diyordu.
Bir evliya türbesi ziyaret etmeyi hurafe/ gericilik görüp, düşünen adam heykelini saatlerce incelemeyi çağdaşlık sanan alık,
Haccı, Umreyi Araplara para kazandırmak olarak görüp gitmezken; Yunan adalarında birkaç umre parasını Yunanlılara vermekte beis görmeyen kör…
Romeo ve jülyet’i belki onuncu defa izleyen/ okuyan ancak Leyla ile Mecnun’dan haberi olmayan mecnun,
İlahi Komedya denince
“Oh My God!” Ünlemi ile hislerini ortaya koyan, ancak
Şeyh Galib Dede merhumun Hüsn ü........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein