“Fevkaladenin fevkinde” ziyarette neler oldu?
Cumhurbaşkanı Erdoğan 25 Eylül’de Beyaz Saray’da ABD Başkanı Trump ile görüştü. Görüşme öncesinde AKP’de ve medyasında büyük bir heyecan vardı. Ortadoğu’daki gelişmeler dahil tüm meseleler, iki liderin baş başa görüşmesinde çözülecekti. Görüşme başlamadan önce iki lider tarafından Beyaz Saray’da yapılan ortak basın toplantısına bakılırsa masada F-16 ve F-35 alımı, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması, Halkbank Davası, ABD'nin Türkiye'ye ticari yaptırımları ile Türkiye'nin Rusya'dan petrol ürünleri alımı vardı.
Görüşme sonrası doyurucu bir açıklama yapılmadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmeden hemen sonra Türkiye’ye döndü ve uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gerçi bu soru yanıtlama konusu da ayrı bir mesele çünkü sorular, kimin hangi soruyu soracağı dahil, daha uçak kalkmadan Türkiye’de bulunan gazeteci (ve ombudsan) Faruk Bildirici’nin eline geçmişti. Bildirici haklı olarak “Sorular önceden mi hazırlanıp gazetecilere veriliyor?” sorusunu ortaya attı. İktidar kanadından ve medyasından gelen açıklamalara göre ise sorularda tekrara düşülmemesi için her gazetecinin sorusu önceden toplanıyordu. Ancak bu sorular Türkiye’ne nasıl ulaşmış olabilirdi ve niye böyle tuhaf bir yol seçilmişti? Bir gazeteci kendi soracağı soru zaten sorulmuşsa başka bir şey soramaz mıydı? Soramazmış.
Öte yandan Erdoğan’ın yanıtlarında doğrusu pek de dişe dokunur bir söz yoktu. Şunları söyledi Erdoğan:
“Beyaz Saray'da Sayın Trump ve heyeti tarafından gayet iyi ağırlandık. Washington'dan memnun ayrılıyoruz. Atılan çamurlarla kirletilemeyecek kadar güzel bir ziyaretti. Zaten Sayın Trump ile ilişkimiz, malum geçmişten bu yana çok iyi. İlk döneminde farklı bir diyaloğumuz vardı, o devam ediyor.........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d