Keşke birbirlerini bitirseler
Dünya ateşin kıyısında geziniyor. Birinci Dünya Savaşı öncesinde Avrupa’daki gerilimin adım adım nasıl arttığını ve sonunda bunun büyük savaşa sebep olduğunu kitaplardan okumuştuk. Şimdi benzer bir gerilimin biriktiğine bizzat şahit oluyoruz. Çağ, zaman, ilişkiler bu kadar değişmişken aynı şeylerin birebir tekrarlanmasını beklemek doğru değil tabii. Başka bir deyişle buradan mutlaka yeni bir dünya savaşı çıkar gibi bir şey diyemeyiz fakat şurası açık ki küresel şiddetin bu kadar yükselip hukukun bu kadar ayaklar altına alındığı; kitlesel sivil katliamının ve soykırımın bu kadar normalleştiği, bu kadar kanıksandığı; iyiye, doğruya ve güzele dair hiçbir kriterin kalmadığı; gerçeğin yalandan ayrılamadığı böyle bir ortam müthiş bir belirsizlik ve risk düzeyi yaratıyor, işler her an tamamen kontrolden çıkabilirmiş hissi yaratıyor. Küresel tedirginlik kol geziyor. Böyle bir karmaşa ortamında her aktör kendi emellerini gerçekleştirme, kazancını maksimize etme hesapları yapıyor ve bir kısır döngü misali bu da gerilimi daha fazla arttırıyor.
Bildiğiniz gibi geçen hafta İsrail, İran’ın nükleer bomba yapımında son aşamaya geldiği iddiasıyla “önleyici vuruş” adı altında İran’daki birtakım nükleer tesisleri bombaladı ve ayrıca üst düzey komuta kademesinden bazı isimlerle birlikte nükleer bilimler alanında çalışan kimi bilim insanlarını öldürdü. İran’da hüküm süren rejimin baskıcı ve zalim bir rejim olduğu açık ve böyle bir rejimin nükleer bomba sahibi olması da........
© Agos
