menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Gözlerine bakabilmek

9 1
04.06.2025

Bazı hayatların bu dünyaya bıraktığı izler öylesine derindir ki, sonsuza kadar silinmez. Üstelik bu izleri onlar, sadelikleri, samimiyetleri ile süsten kibirden uzak, görevlerinin gereğiymiş gibi, her zaman yaptıkları işmiş gibi öylesine bırakıvermişlerdir dünyanın kucağına.

Onlar bu dünyaya sadece söylemek için değil aynı zamanda eylemek için gelmişlerdir. Söyledikleri ve eyledikleriyle nüfuz eder, değiştirir, dönüştürür, iyileştirirler. Şifacıdırlar aynı zamanda.

Bir yerlere sığmayan ruhlarıyla esasen kendileri birer dünyadır.

Kocaman kolları hep açıktır, sarıp sarmalamaya, kucaklamaya hazır. Osman Kavala’dan söz ediyorum.

Yıllardır tutulduğu hapishane hücresinde, o eşsiz ve yaratıcı düş gücünü yitirmeyen, o çocuksu neşesiyle şifa dağıtmaya devam eden… Bildiğinden şaşmayan, direnen, direnişini, yaratıcı düş gücünden alan… En zor günlerimizde, adalet arayışımızda hep yanımızda olan… Halklar arası diyaloğa, birlikte yaşama iradesine tüm yüreğini adayan… Anadolu’nun kültürüne, sanatına, şarkısına, türküsüne âşık, kültürel mirasa sahip çıkan, yok edilene yeniden can vermenin coşkulu telaşını yaşayan Osman Kavala’dan…

Her görüşüne gittiğimde, dingin, sakin ama güleç duruşu ve yorumlarıyla zenginleştiğim, kendinden ziyade başkaları için, ülkesi için endişelenen duruşundan etkilendiğim Osman Kavala’dan…

Suç işlediğine dair ortada makul bir şüphe doğuracak bir olgu, kanıt hatta bir emare olmadığı halde yıllardır içeride tutulan Osman Kavala’dan…

Okurlar için malumun ilamı olacak belki ama ben Ernst Frankel’in “İkili Devlet” kitabını (İletişim Yayınları) okurken öğrendim ki; Führer’in kişisel tutukluları varmış.........

© Agos