Nefs Kavramı İncelemesi
İslam düşünce tarihinde “nefs” kavramı, insan varlığını anlama çabalarının merkezinde yer alan temel kavramlardan biridir. Felsefi ve kelami gelenekler, nefsin mahiyetine ilişkin farklı epistemolojik, ontolojik ve ahlaki çerçeveler geliştirmiştir. Bu çerçevede yapılan analiz, hem bireyin varlık yapısını hem de onun bilgi, eylem ve değer ilişkilerini bütüncül biçimde kavramayı amaçlamaktadır.
Kelami Değerlendirme
Kelam’ da ilk dönemde insanı ruh ve beden olarak ikiye ayrılmak olmaz. Maturi ve Eşari de bunu savunmaz. İnsanın duatik zeminini Mutezile de reddetmistir. Ancak sonradan tercüme faaliyetleri ve değişik kültürlerle karşılaşmalarla dualist yapı oluşmaya başlamıştır. Bu anlayış Ragıb El- İsfahani’nin ahlak konusundaki girişimi eliyle ve daha sonra varlık ve bilgi konularına da sirayet etmiştir.
Ontolojik ve Epistemolojik Temellendirme
Nefsin varlık içindeki konumu, İslam felsefesinde bir yandan kozmolojik düzenin parçası, diğer yandan bireysel bilincin kaynağıdır. İnsan varlığını oluşturan öğelerin bütüncül ve monist bir sistem içerisinde ele alınması; nefsin, bilgi ve ahlaka dair süreçleri belirleyen asli bir unsur olarak kabul edilmesini sağlamıştır. Böylece, “neredeyim ve neyle ilişkiliyim?”, “neyim, nasıl bilebilirim?” ve“ ne yapmalıyım?” gibi sorulara cevap arayan bir nefs teorisi inşa edilmiştir. Nefse ayrı bir varlık kimliği verilmesiyle, ahlaki, ontolojik ve bilgiye (epistemoloji) dair yönleri olan bütüncül bir yapı oluşturulmuştur. Nefs teorisi, insan varlığını anlama çabasında merkezi bir rol oynamakta; insanın konumu, evrendeki yeri, bilgiyi nasıl edindiği ve nasıl yaşaması gerektiği gibi sorulara cevap üretmektedir.
Nefs, İnsan ve Sorumluluk İlişkisi
Kelam düşüncesi, insanı “hayyü’l-kâdir” yani canlı ve kudret sahibi bir varlık olarak tanımlar. Bu tanımda özellikle irade sahibi olma, bilgiye ulaşabilme ve sorumluluk........
© Adil Medya
