menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Klavye Kazaları: Harflerin Kaydığı, Anlamların Saptığı Anlar

20 22
17.08.2025

“Klavye kazaları: Dilin stand-up gösterisi.”

MÜNİR KARATAŞ – Benim parmaklar biraz büyük. Klavyede dolaşırken bazen piyanist gibi zarif değil, fil gibi sakarım. O yüzden çoğu zaman harfler benim elimden kaçıyor, kelimeler de kendi yollarına gidiyor. İşte o anda ortaya çıkan şey, “klavye kazası” dediğimiz mucizevi felaket.

Bazı kazalar vardır ki ne fren izi bırakır ne de sigorta şirketini aratır. Sessiz, sinsi, bazen kahkahalarla dolu, bazen yüz kızartıcı…

Parmaklarımızın aceleyle tuşlar üzerinde dans ederken yaşadığı o küçük ama etkili çarpışmalar. Bir anlık dalgınlık, bir harfin kaybolması ya da yanlış tuşa basılması ile cümleler bambaşka bir yola savruluyor.

Düşünsenize, bir gün “ihtiyaç hissedersem” yazmak isterken “ihtiyaç hissdersem” yazmıştım. Sanki kelime diyete girmiş, bir harf düşmüş ama anlam hâlâ orada, sadece biraz sendeleyerek. Cümlenin karizması bir anda yerle bir; kelime adeta “Evet, bir harfim eksik, ama hâlâ ben buyum!” der gibi duruyor.

Q klavyenin laneti malum: “m” ile “n” yan yana, “b” ile “v” omuz omuza. Aceleyle yazarken “emek” bir anda “enek” oluveriyor. Ya da “tüm” yazayım derken “tün” çıkıveriyor karşınıza. Cümle hâlâ anlamlı, ama artık bambaşka bir hikâye anlatıyor. Mesela, “sevmek” yazmak isterken “semvek” yazarsanız, sanki kelime bir anda aksan değiştirmiş, Anadolu’dan başka diyarlara göç etmiş gibi olmaz mı? Bir diğer örnek: “Baklava alacağım” yerine “Vaklava alacağım” yazarsanız, tatlı bir niyet suç aletine dönüşebilir!

En çok “hissetmek” – “hisetmek” gibi durumlarda beliriyor bu kaza. O “s” harfi düşüverince kelimenin o tok, sağlam tınısı uçup gidiyor. Geriye hafif, sanki spor........

© Açık Gazete