Feminizmin Doğuşu: Kadınların Eşitlik Arayışının İlk Dalgaları
Kadınların eşitlik mücadelesi, antik çağlara kadar uzanır. Antik Yunan’da Sappho’nun şiirlerinde, Roma İmparatorluğu'nda ise kadınların eğitimine yönelik bazı düşüncelerin izlerini bulmak mümkündür. Ancak, gerçek anlamda feminizmin bir ideoloji haline gelmesi, Aydınlanma dönemi ile birlikte başlar. Fransız Devrimi ve Amerikan Bağımsızlık Savaşı’nın ardından, toplumsal eşitlik ve özgürlük idealleri gündeme geldiği bu dönemde, erkeklerin özgürlük mücadelesiyle paralel olarak kadınlar da kendi hakları için seslerini yükseltmeye başladılar. Feminizmin bir hareket olarak örgütlenip sesini yükseltmesi, Birinci Dalga Feminizm adı verilen dönemle, yani kabaca 18. yüzyılın sonları ve 19. yüzyılın başlarında başlamıştır. Bu dönem, kadınların özel alandan, yani evden çıkarak kamusal alanda, yani politik ve sosyal hayatta kendilerine yer arayışının ilk adımıdır.
Feminizmin doğuşunda, Batı'daki Aydınlanma Çağı'nın getirdiği özgürlük, eşitlik ve rasyonellik fikirleri büyük rol oynamıştır. İnsan hakları ve vatandaşlık kavramları tartışılırken, bu hakların neden kadınları kapsamadığı sorusu da kaçınılmaz olarak gündeme gelmiştir. Feminizmin fikirsel öncüsü olarak........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein
Joshua Schultheis
Rachel Marsden