Feminizmin Doğuşu: Kadınların Eşitlik Arayışının İlk Dalgaları
Kadınların eşitlik mücadelesi, antik çağlara kadar uzanır. Antik Yunan’da Sappho’nun şiirlerinde, Roma İmparatorluğu'nda ise kadınların eğitimine yönelik bazı düşüncelerin izlerini bulmak mümkündür. Ancak, gerçek anlamda feminizmin bir ideoloji haline gelmesi, Aydınlanma dönemi ile birlikte başlar. Fransız Devrimi ve Amerikan Bağımsızlık Savaşı’nın ardından, toplumsal eşitlik ve özgürlük idealleri gündeme geldiği bu dönemde, erkeklerin özgürlük mücadelesiyle paralel olarak kadınlar da kendi hakları için seslerini yükseltmeye başladılar. Feminizmin bir hareket olarak örgütlenip sesini yükseltmesi, Birinci Dalga Feminizm adı verilen dönemle, yani kabaca 18. yüzyılın sonları ve 19. yüzyılın başlarında başlamıştır. Bu dönem, kadınların özel alandan, yani evden çıkarak kamusal alanda, yani politik ve sosyal hayatta kendilerine yer arayışının ilk adımıdır.
Feminizmin doğuşunda, Batı'daki Aydınlanma Çağı'nın getirdiği özgürlük, eşitlik ve rasyonellik fikirleri büyük rol oynamıştır. İnsan hakları ve vatandaşlık kavramları tartışılırken, bu hakların neden kadınları kapsamadığı sorusu da kaçınılmaz olarak gündeme gelmiştir. Feminizmin fikirsel öncüsü olarak........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d