Yürek İşçisi Şair: AHMED ARİF
(...)
Vurun ulan,
Vurun,
Ben kolay ölmem.
Ocakta küllenmiş közüm,
Karnımda sözüm var
Haldan bilene.
Babam gözlerini verdi Urfa önünde
Üç de kardaşını
Üç nazlı selvi,
Ömrüne doymamış üç dağ parçası.
Burçlardan, tepelerden, minarelerden
Kirve, hısım, dağların çocukları
Fransız Kuşatmasına karşı koyanda
Bıyıkları yeni terlemiş daha
Benim küçük dayım Nazif
Yakışıklı,
Hafif,
İyi süvari
Vurun kardaş demiş
Namus günüdür
Ve şaha kaldırmış atını.
Kirvem hallarımı aynı böyle yaz
Rivayet sanılır belki
Gül memeler değil
Domdom kurşunu
Paramparça ağzımdaki…"
****
Böyle biter şiiri, "33 Kurşun Ahmed Arif'in.
Peki
sonra ne olur?
Bakın nasıl anlatıyor?;
"33 Kurşun” şiiri yüzünden geldiler götürdüler beni.
Gece sabaha kadar dövdüler.
“Oku” dediler, okumadım.
1950 ya da 1951 yıl.
Ankara’da üniversite öğrencisiydim.
Şimdi Atatürk Spor Salonu var ya, o zaman spor salonu yok, stadyum berilere kadar geliyor. Antrenman falan yapıyor çocuklar orada.
Çevresi tellerle gerili. Dövdükten sonra o tellerden aşağıya attılar beni. Orada öylece kalmışım.
Sabah........
© 9 Eylül Gazetesi
