Bir düşünce insanı olarak Atatürk
Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e yönelik saldırılar arttıkça, milletin Atatürk’e duyduğu sevgi, saygı, özlem, bağlılık ve hayranlık da artıyor. Her yıl 10 Kasım’da Anıtkabir’e giden yurttaşların sayısının artması bile, tek başına bu yalın gerçeği kanıtlıyor.
Dahası var. Rical-i devlet Atatürk’le arasına mesafe koydukça, sine-i millette daha fazla sahipleniliyor Atatürk.
Din tacirlerinin, inanç hortumcularının, numaracı cumhuriyetçilerin, etnik ayrılıkçıların, bölücülerin, mezhepçiliği Marksizm, etnikçiliği sosyalizm, hemşericiliği komünizm sananların saldırıları karşısında, Atatürk değerinden, öneminden bir şey kaybetmiyor elbette. Komutan, devlet kurucusu, halk önderi, bağımsızlık savaşçısı olması yanında, düşünce insanı olarak da daha fazla dikkat çekiyor, öngörülerindeki isabetle, ilkelerindeki doğruluk ve tutarlılıkla.
Nasıl mı?
Birlikte tartışalım.
Vurgulamak gerekir ki, ideolojileri şekillendiren de, şekillenmiş, olgunlaşmış olan ideolojilerin gündemini, önceliklerini belirleyen de, hayatın gerçekleridir. Sorunlarla yüzleştikçe, önlerine çıkan sorunları çözmek zorunda kaldıkça güçlenirler, kitleselleşirler ideolojiler. Hayatın gerçekleri tarafından sınanan ve bu sınamadan, bu meydan okumadan alnının akıyla çıkan ideolojiler, kalıcı olurlar.
Atatürkçülüğün – Kemalizm’in, Atatürk’ün ölümünden bunca zaman geçtikten sonra halen tartışılması, halen güçlü bir destek bulması, bu gerçekçiliğinden kaynaklanan bir güncellik ve geçerliliktir. Çünkü ne altı ok geçerliliğini yitirmiştir, ne ulusal egemenliğin modası geçmiştir, ne tam bağımsızlık anlamını kaybetmiştir, ne de antiemperyalizm gündemden düşmüştür.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk; hayattayken, bizzat tanıklık etmiştir Kemalizm’e ilişkin yapılan kuramsal çalışmalara.
Belirtmek gerekir ki, Kemalist Devrim’in teorisi, ilk kez, 1930’larda, özellikle de 1932 – 1935 yılları arasında Kadro dergisi çevresinde yapılmıştır. Bu derginin öncüsü Şevket Süreyya Aydemir başta olmak üzere, bu tartışmaları yapanlar öyle sıradan, vasat aydınlar da değildir. Dönemin iyi eğitimli, bilgili, donanımlı, seçkin isimleridir.
Kemalizm’in 6 ilkesi, 6 ok, yarı sömürge durumuna düşmüş, işgal edilmiş, teslim olmuş bir imparatorluğun ardından, savaş ve devrimle kurulan bir devletin, bir üçüncü dünya ülkesinin, bir mazlum milletin çağdaşlaşma, aydınlanma, bütüncül kalkınma programıdır. Özgündür. Atatürk’ün bir düşünce insanı olarak,........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein