menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kolon-izasyon Psikozu: Postmodern Biyo-Psiko-Sosyal Kriz

18 0
15.05.2025

Modern çağın görünmez krizlerinden biri, yalnızlık salgını olarak tanımlanırken, diğer tarafta ise bağırsaklarımızdaki mikro dünyanın ruh sağlığımız ve bilişsel fonksiyonlarımız üzerindeki etkisi giderek daha fazla ortaya çıkıyor. Bu iki görünüşte uzak kavram arasında şaşırtıcı ve derin bir ilişki var: insan bağırsaklarındaki mikrobiyota ile toplumların sosyal ekosistemleri arasındaki paralellik, fraktal benzerlikler gösteren gizli bir bağı ortaya çıkarıyor.

İnsan vücudunun derinliklerinde yaklaşık 100 trilyon mikroorganizma yaşıyor. Bu canlıların oluşturduğu ekosistem, sadece fiziksel sağlığımızı değil, psikolojik ve nörolojik sağlığımızı da yöneten ikinci bir beyin olarak işlev görüyor. Bağırsak mikrobiyotası, doğrudan beyin fonksiyonlarını etkileyen metabolitleri üretiyor ve vagus siniri yoluyla beynimize sürekli mesajlar iletiyor. Harvard araştırmacılarının 2024 yılında yayımladığı bir çalışma, bağırsakta üretilen propiyonat adlı metabolitin beyindeki mikroglial inflamasyonu azaltarak, Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıkları önleyebileceğini gösterdi.

Ancak bu ekosistemin dengesi kritik. Bir bakteri türünün aşırı kolonizasyonu, bağırsak disbiyozuna neden oluyor. Disbiyoz ise sadece bağırsaklarda değil, beyinde ve genel sistemik sağlıkta da inflamasyona yol açarak, depresyondan Parkinson’a kadar birçok hastalığın temelini oluşturuyor.

Yalnızlık, bugün Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından sigara içimi ve obezite kadar ciddi bir sağlık tehdidi olarak kabul ediliyor. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC), yalnızlığın depresyon, demans, kalp hastalığı gibi hastalık risklerini........

© 12punto