Bilimde yangın var! Kartalkaya yangını ve Türkiye'nin BOR ile imtihanı
Kartalkaya'da yaşanan trajedi, yalnızca 78 canımızı (yarısından çoğu çocuklar!) yitirdiğimiz bir facia değil, aynı zamanda bilimi dışlayan ve önleyici tedbirleri ikinci plana atan zihniyetin ağır bedelidir. Karne hediyesi olarak tatile gönderilen çocuklarımızın ve ailelerinin bu acı sonu, bilimsel gerçeklerin göz ardı edilmesinin toplumsal maliyetini gözler önüne sermektedir. Bu olay, bilim ve teknolojinin önemini yeniden düşünmemiz gereken tarihsel bir dönüm noktası olarak karşımızda durmaktadır.
Kartalkaya'daki mağdurların maruz kaldığı koşulları bilimsel olarak analiz ettiğimizde, trajik bir biyokimyasal süreç karşımıza çıkar. İlk 30 saniyede başlayan solunumsal tahriş, otel odalarındaki yoğun duman nedeniyle kurbanların kaçış şansını dramatik şekilde azaltmıştır. Ardından gelen karbon monoksit zehirlenmesi ve hidrojen siyanür etkisi, vücut sistemlerinin kademeli çöküşünü tetiklemiştir.
Termal yanıkların derinin protein yapısını bozması ve duman inhalasyonunun hemoglobinin oksijen taşıma kapasitesini bloke etmesi, kurtuluş şansını giderek azaltan bir kısır döngü yaratmıştır. Bu süreçte mitokondriyal elektron transport zinciri inhibe olmuş, ATP üretimi durmuş ve hücresel ölüm başlamıştır. Ancak en acı verici gerçek, merkezi sinir sisteminin ağrı yolaklarının aktif kalması - yani kurbanların son ana kadar yaşadıklarının bilincinde olma olasılığıdır.
"Shou Sugi Ban" tekniği, Japonların yüzyıllar önce geliştirdiği ve bugün modern yangın önleme teknolojilerine ilham veren bir mirastır. Bu teknik, tıpkı et pişirmedeki mühürleme işlemi gibi, ahşabın dış........
© 12punto
![](https://cgsyufnvda.cloudimg.io/https://qoshe.com/img/icon/go.png)