menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

ABD 2025 / Weimar Cumhuriyeti 1933

19 0
31.07.2025

TRUMP, DEVLET KURUMLARINA KARŞI BİR İHTİLAL GERÇEKLEŞTİRİYOR

Trump, 20 Ocak'ta başlayan ikinci başkanlık döneminde altı ayı geride bırakırken, ABD'nin içinden geçtiği siyasi girdap bize neyi anlatıyor?

Görünen şu ki, Trump devlet kurumlarına karşı bir ihtilal başlatmış durumda ve amacı devlet yapısını kendi kişiliğinde tekrardan şekillendirmek. Sokaklarda 'Göçmenlik ve Gümrük Kolluk Kuvvetleri'nin' (ICE) baskınları ve ülkede yarattığı anayasal kriz; yüksek eğitim kurumlarına ekonomik ve hukuki baskılar, muhalif yayın kurumlarına ve onları savunan hukuk bürolarına karşı tehdit niteliğinde davalar gündemi meşgul ediyor.

Demokrat Partili vali ve belediye başkanlarına tutuklama tehditleri, yargıda kitlesel boyuta varan işten çıkarmalar, vatandaşlıktan atmalar ve intikam güden siyasi davalar mevcut resmi tamamlıyor. Bu tablo, ABD'de liderlik ve tiranlık arasındaki çizginin kaybolduğu yeni bir siyasi oluşumu gösteriyor. Her biri kendi başına bir uyarı niteliği taşıyan bu gelişmeler, 'güçler ayrılığı' ilkesinin bozulduğunu ve Trump'ın olağanüstü yetkilerle tüm devlet gücünü kendi bünyesinde toplamaya çalıştığına işaret ediyor.

Trump, hükümetle ideolojik bir uyum içerisinde olması için Harvard Üniversitesi'ne tüm eğitim bölümlerini ve dersleri denetleyecek federal müfettişlerin atanmasını istemiş, bu teklifin reddedilmesi üzerine üniversitenin alacağı 2.2 milyar dolar federal bağış ve 60 milyon dolar değerinde kontratı dondurmuştu.

15 Nisan'da durumu değerlendiren hukuk profesörü Andrew Manuel Crespo, bu manzaranın ancak diktatörlerin başa geldiği ülkelerde görülebileceğini söylemişti.

22 Nisan'da San Francisco'da yaptığı konuşmada, ABD eski Başkan Yardımcısı Al Gore, Trump'ın demokratik kurumlar üzerindeki tahribatına vurgu yaparken, Trump'ı, "ne pahasına olursa olsun daha fazla güç elde etmek isteyen biri" olarak nitelemiş, Amerikan Anayasası'nın kurucu babalar tarafından tam da "Trump'la özdeş tehditlere karşı" ülkeyi korumak için yazıldığını hatırlatmıştı.

Trump, tek adamlığa giden yolda nasıl bu derece başarılı?

YAPAY KRİZLER, OLAĞANÜSTÜ YETKİLER

Trump'ın yönetim biçiminde, değişmeyen ve kendini devamlı tekrarlayan en belirleyici unsur, bitmek bilmeyen 'krizler'.

Trump, yürütme organına sunulmuş olan, kendisini 120'den fazla 'acil durum' yetkisiyle donatan '1976 Ulusal Kriz Kanunu'nu (The National Emergencies Act of 1976,) amacı dışında kullanarak şuana kadar sekiz farklı acil durum ilan etti. Bu şekilde Kongre'yi ve Federal Bürokrasi'yi pas geçerek kendi yetki aşımını meşrulaştırmış oldu.

Diğer bir ifadeyle, 'acil durum' ilan ederek ve teşvik ederek, krizin yarattığı yıkım üzerinden kendisine hedeflediği siyasi manevra alanını açıyor. Trump'ın 'acil durum' emirlerini hukuken geçersiz saymak mümkün. Fakat veto için Kongre'nin her iki kanadının 3/2'sinin desteğine ihtiyaç var ve Cumhuriyetçilerin hâkim olduğu mevcut parlamento aritmetiğinde bu mümkün değil.

Fentanil krizi, enerji krizi ve ticaret savaşları krizi derken Trump, en kaygı verici hamleyi Haziran ayında ICE tutuklamalarını protesto eden kalabalıklara karşı gerçekleştirdi. California Vali'si Gavin Newson'dan talep olmamasına rağmen, Trump 4000 Kaliforniya Milli Muhafız'ını kendi yetkisine alarak Los Angeles'a yolladı.........

© 12punto