menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Suskunluk orucu

18 8
15.09.2025

İnsanın kendini ifade etmesi, düşüncelerini duygularını, çıkardığı sesler üzerinden dile getirip, sonra da onları bir iletişim aracına dönüştürmesi mucize gibi bir şey. Konuşmanın mucizesi.

Fakat konuşmak yalnızca ses çıkarmayla sınırlı kaldığında; sözün dayanağı, kaynağı, üslubu, kültürü zayıfladığında duyduklarımız bir gürültüye dönüşebiliyor. Oysa tarif ettiğimiz bir mucizeydi, gürültüye evirilmesi pek hazin oldu.

O vakit insanın yer yer kendini gözden geçirmesi, okuduklarını ya da okumadıklarını, izlediklerini ya da görmediklerini, vicdanını, merhametini, üslubunu kontrol etmesi, onlarla hemhal olması gerekir. Konuşmak bütün bunların yüzeye yansımış halidir. Heybemizde taşıdığımız ne varsa burada saklıdır. Sözcükler yalnızca onları taşıyabildiği kadar taşır, gücü yettiğince muhatabına ulaştırmaya çalışır.

Sözünü ettiğimiz hemhal olma, durma, dinlenme, kendini gözden geçirme hali nasıl yaşanacak peki? İnsan nasıl olacak da konuşmasından yola çıkarak, kendine dönecek, teraziye kendini çıkaracak?

Bazı dinler bunun çözümünü “susma ya da suskunluk orucunda”........

© 12punto