Ben en çok çıraklığı sevdim
Hiç hayatınızda ‘çıraklık’ yaptınız mı? Benim en severek yaptığım işler; her gün keyifle uyanarak kendimi sokağa attığım, sorarak ve severek öğrendiğim, sabırla ustaları gözlediğim ve dinlediğim, sürekli kendimi geliştirdiğim çıraklık işlerim oldu.
Önce çırak ne demek, oradan başlayalım. Çünkü anlatmazsam küçümsediğimiz bu kelimeye ve anlamına haksızlık yapmış olabiliriz. Çırak kelimesinin kökü “çerağ/çırağ”dan geliyor ve Farsçada kandil, meşale ve mum anlamlarına geliyormuş. “Çıra” ise yanmak ve ışımak manasında kullanılıyor. Kelime anlamı ise “bir zanaat öğrenmek amacıyla bir ustanın yanında çalışan kişi.” Yani çırak dediğimiz kişi, daha iyi işler yapmak ve etrafını aydınlatmak üzere ustalardan sabırla öğrenen kişi demek.
İyi çıraklar işlerini iyi yaptıkça, öğrendiklerinin üstüne koydukça ve yavaş yavaş ustalaşıp başka çıraklara anlatmaya başlayınca da yeni boyutlara geçiyor. İnsanın en büyük şansı, iş hayatında iyi ustalarla çalışması. Ustalaşmak, işi öğrenmek, işin hakkını vermek, işi bilen birine duyulan saygı, iş disiplini almak, iş süreçleri bilgisi… İşte tüm bunlar bir işi sevmek, daha iyi yapmak, çalıştığın ustanın bilgeliği ve bitmeyen öğrenme süreci; sonra da o zanaati ele almak ve başkalarına anlatmaya, öğretmeye başlamak. Sabırla ve tutkuyla........
© 10 Haber
