menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Paris’teki Amerikalılar

27 0
wednesday

19. yüzyılda Paris dünyanın sanat başkenti gibiydi. Birinci Dünya Savaşı’nda Avusturya darbe yiyince, diğer sanat merkez olan Viyana kültür merkezi olma konusundaki gücünü Paris’e kaybetti.

Böylece dünyanın hem sanat hem kültür başkenti olan Paris dünyanın her tarafından entelektüellerin, sanatçıların, düşünürlerin ilgi odağı haline geldi.

En çok ilgi de Amerika’dan geliyordu. Amerika’nın Paris’e ilgisi iç savaşından sonra başlamıştı. John Adams başta olmak üzere yeni oluşturulmaya başlanan genç ülkenin düşünürleri yeni olanı öğrenmek için Paris’e yoğunlaşmışlardı. 19. yüzyılda Paris’e giden Amerikalılar daha çok siyasi fikirlerle, siyaset kültürü ile ilgiliydiler.

19. yüzyıl sürecinde Paris merkezli olağanüstü canlı sanat çevresi, sanatta yeniyi temsil eden akımların Paris merkezli olması ve dönemin Amerika’sına göre daha özgür ortamı nedeniyle Paris 19. yüzyıl sonuna doğru Amerikan sanat ve kültür dünyasının da ilgisini çekmeye başladı.

Bu ilgi oluştuktan sonra Amerika’dan Paris’e olağanüstü bir seyahat trafiği başladı.

Söylediğim gibi Paris zaten dünyanın her tarafından insanın ilgi odağıydı, Amerikalıların da gelmesiyle “Expatriate” diye adlandırılan yabancı camianın Paris’teki canlılığı arttı.

Bu yabancı camianın Paris maceralarını Arlen Hansen’in yazdığı “Expatriate Paris: A Cultural and Literary Guide to Paris of The 1920’s” adlı kitapta (2012) okuyabilirsiniz.

Yabancı camiası o kadar dinamik ve canlıydı ki onların ne yaptığını ve yaşamlarını takip etmek için “Expatriates” adında bir dergi bile çıkarıldı.

Bir süreliğine yaşamak için Paris’e gelen yabancıların çoğu iyi eğitimli, kültürlü........

© 10 Haber