Zeki Olduğunuzu Düşünüyorsanız Yanılıyor Olabilirsiniz
Üzerinize alınmayın; gerçekten de zeki olmayabilirsiniz. Ama merak etmeyin, olmak zorunda da değilsiniz.
Zekâ, insanlık tarihinin en çok hayranlık duyulan ve arzulanan özelliklerinden biri oldu. Ancak zekâya sahip olmak ile onu anlamak, birbirinden çok farklı şeyler. Tarihte birçok dahi, olağanüstü zihinsel kapasitesine rağmen yalnızlıkla, anlaşılmamışlıkla ve hatta başarısızlıkla sınandı.
Peki, gerçekten zeki olup olmadığımızı nasıl anlarız? Belki de bunu anlamadan önce zekânın ne olduğunu, ne olmadığını ve insan hayatındaki yerini sorgulamalıyız.
Zekâ, çoğunlukla zihinsel kapasiteyle, problem çözme yetisiyle ve soyut düşünme becerisiyle ilişkilendirilir. Ancak, zekâ ile akıl arasında çok ince bir çizgi vardır. Zeki olmak her zaman akıllı olmak anlamına gelmez. Akıl, hayata dair pratik çözümler üretme becerisidir; zekâ ise karmaşık sorunları analiz edebilme yeteneği.
Zeki bir insan, karmaşık teoriler üretebilir, fakat hayatın en basit dengesini kuramayabilir. Akıllı biri, zekâsı ortalama olsa da yaşamını başarıyla sürdürebilir. Kimi zaman pratik zeka, derin düşünmenin önüne geçer. İşte bu yüzden, zekâ her zaman toplumsal başarı getirmez; hatta bazen bir lanete dönüşebilir.
Bu noktada tarihin en zeki insanlarından biri olan William James Sidis’i hatırlamak gerekir. 1898 yılında doğan Sidis’in IQ’sunun (Einstein ve Newton’un çok........
© 10 Haber
