Kendi Hikâyeni Yazmazsan, Başkaları Seninkini Yazar
Hayat, durmaksızın değişen, bizi farklı yollara sürükleyen bir yolculuk. Kimi zaman aşılmaz gibi görünen engellerle karşılaşır, kimi zaman büyük zaferler kazanırız.
Ama tüm bu iniş çıkışların ötesinde, asıl belirleyici olan tek şey vardır: Biz bu yolculuğun neresindeyiz ve nasıl ilerliyoruz?
Eğer kendi hayatımızın başrolünü üstlenmezsek, başkalarının senaryolarında figüran olmaktan öteye geçemeyiz.
Yaşam, aslında bir seyahattir. Kimimiz bir yerde kök salmayı seçerken, kimimiz yollara düşeriz. Ama yolculuk sadece fiziksel mesafelerle sınırlı değildir; asıl seyahat, insanın kendi içine yaptığı keşiftir.
Her yeni şehir, her yeni yüz, bize yalnızca dünyanın çeşitliliğini değil, aynı zamanda kendimizi de öğretir. Ne kadar çok yer görüp ne kadar çok insana dokunursak, içimizdeki görünmez duvarları da o kadar genişletiriz.
Ama unutmayalım: Asıl mesele varılacak yer değil, o yolculukta kim olduğumuzdur.
Hayatı dolu dolu yaşamak istiyorsak, önce kendimize yatırım yapmalıyız. Bilgiye aç olmak, öğrenmeye devam etmek, yeni beceriler edinmek bizi yalnızca daha donanımlı değil, aynı zamanda daha özgür kılar. İnsan sadece yaşlanarak değil, öğrenmeyi bırakarak da yaşlanır.
Kitaplar, sanat, bilim, felsefe… Bunların her biri ruhumuzu besleyen pınarlardır. Hayatta sahip olabileceğimiz en büyük güç, zihnimizin içindedir. Onu geliştirmek için her gün çaba göstermeliyiz.
Çünkü düşünebilen, sorgulayabilen, yeni fikirler üretebilen biri, asla sıradan bir hayatın içine hapsolmaz.
Para kazanılır, harcanır, tekrar kazanılır. Ama asıl mesele, onun hayatımızı nasıl şekillendirdiğidir. Paranın esiri mi olacağız, yoksa onu akıllıca yöneterek özgürlüğümüzü mü........
© 10 Haber
