Etrafımız Hırsız Kaynıyor
Önce tanımı doğru yapalım. Hırsız kimdir, neyi çalar? Çalınan yalnızca para, mal, mülk müdür? Bir inşaattan çalınan çimento ve demir midir asıl kayıp? Yoksa çok daha derin, telafisi imkânsız olan şeyler mi çalınıyor?
Bugün en büyük hırsızlık, zamanımızın, gençliğimizin, heyecanımızın, ideallerimizin, oylarımızın, hatta geleceğimizin çalınmasıdır. Sessizce, fark ettirmeden elimizden alınanlar… Bir ömür boyu peşinde koştuğumuz umutlar, bir ülkenin yarına dair hayalleri, bir neslin hayata duyduğu inanç, kaybolan adalet duygusu…
Üstelik hırsızlık yalnızca karanlık köşelerde, gizli kapaklı yapılan bir suç olmaktan çıktı. Artık herkesin gözünün önünde, aleni bir şekilde, sistematik ve kurumsal boyutta gerçekleşiyor. Kimse hırsız olmaktan yüksünmüyor; tam tersine el üstünde tutuluyor, itibar görüyorlar.
Toplumun tüm katmanlarına sirayet eden bu çürüme, yalnızca bireylerin ahlaki zafiyetinden kaynaklanmıyor; bu bir düzen meselesi.
Market raflarında her gün artan fiyatlar yalnızca enflasyonun değil, sistematik bir soygunun eseri. Ev sahipleri kiracılarına insafsız fiyatlar dayatırken, bankalar yüksek faizlerle bir milletin alın terini........
© 10 Haber
