menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Trump’ın gazını alan kadın

7 1
31.08.2025

Salonun kapısından, her zamanki gibi sade bir şıklık içinde, orta boylu, ince figürlü bir kadın girdi. Kürsüye doğru yürürken gözlerinin içi gülüyordu. Kısa bir süre fotoğrafçılara poz verdi; gözlerindeki ışık, yüzünde geniş bir gülümsemeye dönüşmüştü. Arkasındaki perdeye yansıtılan sunum eşliğinde konuşmaya başladığında, yüz hatlarının aslında sert olduğu ortaya çıktı. Açıkladığı rakamlar son derece çarpıcıydı: Ülkesinde, son 6 yılda 13,5 milyon kişi yoksulluk sınırının üzerine çıkmıştı.

Her sabah (evet, her sabah) düzenlediği ve canlı yayınla ülke çapında izlenebilen basın toplantılarından birinde, önceki hafta, gururla kendinden önceki Başkanın başarısını basına açıklayan kadın, 132 milyon kişiyi yönetmek üzere açık farkla seçilen ve 1 Ekim 2024’te göreve başlayan, Forbes dergisine göre dünyanın en güçlü 4. kadını, Trump’ın ülkesine yönelttiği tehditleri ustaca savuşturmayı başaran, Meksika’nın ilk kadın Başkanı Claudia Sheinbaum Pardo’ydu.

63 yaşındaki Başkan Sheinbaum, o sabahki basın toplantısında, 6 yıl önce 51,9 milyon kişinin yoksulluk sınırının altında yaşadığı ülkede, 2024 sonu itibariyle 13.5 milyon kişinin bu sınırın üstüne çıkmış olduğunu açıklarken, aslında görevi kendisinden devraldığı, partilisi, “hocası” eski başkan (her sabah basın toplantısı yapmanın mucidi) Andrés Manuel López Obrador’un başarısını kutluyordu. Ancak bunu yaparken, kendisine de vazife çıkarıyor, daha yolun başında olduklarını söylüyordu: “Daha gidecek yolumuz var mı? Evet. Meksika’da hâlâ nüfusun 0’unun yoksulluk içinde yaşadığını göz önüne alırsak, ilerlemeye devam etmemiz gerekiyor.”

Açıkladığı rakamların, yoksulluğu ve eşitsizliği azaltan, gelir dağılımını iyileştiren modellerinin çalıştığını gösterdiğini belirten Sheinbaum, “Meksikalılar olarak çok gururlu olmalıyız çünkü bu gösterge projemizin özünü anlatıyor — hümanizm. Bu insanmerkezci proje, (başarısını) yoksulluğun azalmasında kendini gösterdi” diyordu. Sheinbaum, kendi taahhüdünü de ortaya koyuyordu: “Kuşkusuz, (bu alanda) ilerlemeye devam edeceğiz. Bu yüzden süreklilikten ve ‘dördüncü dönüşüm’ün devam ettirilmesinden söz ediyoruz.”

Shinebaum’un sözünü ettiği süreklilik ve “dördüncü dönüşüm”, kendinden önceki başkana ve onun politikalarına yaptığı bir göndermeydi. Görevi kendisine devreden, Andrés Manuel López Obrador (halkın taktığı kısa adıyla AMLO), kendi dönemini “Dördüncü Dönüşüm Dönemi” olarak nitelemişti. López Obrador, İspanyol İmparatorluğu’na karşı verilen Meksika Bağımsızlık Savaşı’nı (1810–1821) birinci, Anayasa reformu üzerine çıkan iç savaşı (Reform Savaşı:1858–1861) ikinci ve Meksika Devrimi’ni de (1910–1920) üçüncü dönüşüm olarak niteliyordu. AMLO, Dördüncü Dönüşüm için “Herkesin iyiliği için, ama önce yoksulların” sloganını benimsemişti.

Kendini “karma ekonomi” yanlısı olarak tarif eden López Obrador, 2018’de, seçimleri kazandıktan hemen sonra (yemin etmeden önce) bir referandum düzenleyerek, yeni Mexico City havaalanı projesinin iptali için halka başvurmuş ve katılan 1 milyon kişinin p’inin oyunu almıştı. Eski bir askeri havaalanında yapılan tadilatla hem şehrin ihtiyacı karşılanmış hem de 4 milyar ABD doları tasarruf edilmişti. Obrador, sık sık referandum düzenleyerek ülkeyi yönetiyordu. Bunun bir parçası olarak üçüncü yılında halktan güvenoyu da istemişti.

İkinci büyük hamlesi kamu masraflarını kısmak oldu. Başta başkanlık maaşı olmak üzere, tüm milletvekilleri ve bürokratların maaşlarını indirdi. Bürokratlara 10 yıl süreyle özel sektörde çalışma yasağı getirdi. Kamu mekanlarında her türlü inşaat, düzenleme ve dekorasyonu yasakladı. Resmi araçları sattırdı. Başkanlık Sarayı’nı boşalttı ve kültür merkezi yaparak halka açtı. Başkan’ın uçağını satışa çıkardı. Yolsuzlukla (seçim yolsuzluğu dahil) ilgili sıfır tolerans politikasını benimsedi ve bunun için özel yasalar çıkardı. Uluslararası kuruluşları yolsuzluk ve insan hakları konularında gözlem ve denetime çağırdı.

AMLO, ekonomik büyüme fetişizmini bir kenara bırakarak, net bir önceliği olduğunu ilan etti: Yoksullukla savaşmak. Bunun için asgari ücreti üç kat, emekli maaşlarını iki kat artırdı. Okul yardımı, çıraklık yardımı, meyva ağacı diken çiftçilere nakit yardımı gibi özel destekler yarattı. Engellilere nakit desteği verdi. Kuzeyde ABD sınırına yakın yüksek asgari ücretli, düşük KDV’li, kira gelirlerine düşük vergi uygulanan bir “özel bölge” yarattı. Sınai üretimin yoğun olduğu bu bölge ağırlıkla ABD’ye ihracat yapıyordu. Ülkenin yoksul güney bölgelerine ise dev alt yapı projeleri........

© 10 Haber