menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sevgili günlük…

12 0
yesterday

5 Eylül, İstanbul

Kadıköy Sinemasındaki program 20.00’de ama ben 18.15 gibi burada, yani Kadıköy Sinemasının yakınlarındaki bir barlar sokağında oturuyorum. Kesinlikle buradaki insan kitlesi bizim Arnavutköy-Bebek insanından farklı. Kendimi burada mı daha evde hissediyorum, Arnavutköy’de mi bilemedim. Belki de Berlin daha yakındır bugünlerde bana. Onu da bilmiyorum.

Soho’daki kitle de bir başka. Ne kadar çok farklı insan toplulukları var İstanbul’da. Aydın Ağbiyle Cerrahpaşa’dan çıkıp Yedikule’deki evimize giderken uğradığımız bir birahane vardı Samatya’da. Erkek birahanesi. Sigaradan göz gözü görmezdi. İnsanlar pek sohbet etmeden, at yarışı bültenlerine gömülmüş yavaş yavaş biralarını içerler ve susarlardı. Biz susmazdık hiç. Hep anlatacak bir şeylerimiz olurdu birbirimize. Dört beş birayı hızla içer, bütün hücrelerimize sinmiş sigara kokusuyla sallana sallana Yedikule İmrahor Mahallesindeki küçük evimize gider, votkatonikçengelköyhıyarıkırıkbuzlimon içkilerimizi hazırlar, muhabbete devam ederdik. Bazan onun sevgilisi, bazan de benim sevgilim gelir muhabbete katılmaya çalışırdı, ama bizim gözümüz birbirimizden başkasını görmediği için bir süre sonra sıkılır uyumaya giderdi. Kıskanırlardı bizi.

Hafta sonları hava güzelse, Aydın Ağbinin Bakırköy Balıkçı Barınağında demirli pancar motor balıkçı teknesiyle Burgaz Kalpazankaya’ya gider, koyda demir atardık. Yanımızda küçük bir el radyosu, küçük tüp ve bir tava olurdu sadece. Elbette sonsuz alkolle birlikte. Acıktığımızda dalar midye çıkarır, birayla marine edip küçük tüpümüzde yemeğimizi hazırlardık. TRT’te ne çalıyorsa onu dinlerdik ama kısık sesle. Çünkü Kalpazankaya geceleri martılara aittir. Onların bağırışları kimi zaman bir kahkaha kimi zaman da bir hıçkırık olarak eşlik ederdi gece boyu sohbetimize.

Ben ikiye doğru sızardım. Her defasında Aydın Ağbi üzerime bir........

© 10 Haber