menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sevgili günlük…

12 0
yesterday

15 Ağustos, Berlin

Yarın İstanbul’a dönüyorum. Bu kadar kısa sürede İstanbul’u özleyeceğimi düşünmemiştim. Cafe Fleury’de bir köşeye çekilmiş seans vaktinin gelmesini bekliyorum. Hayat bugünlerde bana iyi geliyor, iyi davranıyor. Organizasyon konusunda birçok güçlükle karşılaşsam ve bunları halletmekte zorlansam da. Nedense bir ergen şımarıklığı var üzerimde; can sıkıcı olan günlük şeyleri birileri benim için yapsın, ben de yalnızca bana iyi gelen ve yapmak istediğim şeylerle oyalanayım istiyorum.

Şimdi seans vakti.

Arka arkaya online seanslar yapmaya başlayınca şunu fark ettim. Ben psikoterapinin kesinlikle yüz yüze yapılması gerektiğini düşünen bir psikoterapistim, belki yaşım gereğidir bu. Ama online seanslarda gördüm ki, hastalarıma daha şefkatli ve merhametli bir tutum sergileyebiliyorum. Bu yüz yüze olan seanslarla online seansların gerçekten varolan bir farkı mı yoksa sadece bir tesadüf mü? Bunu önümüzdeki zamanda gözleme şansım olacak.

Şimdi bir saat yemek aram var. Güzel bir baget sandviç ısmarladım kendime. Harika bir Avusturya sosisi, Fransız peyniri ve tatlı Alman turşusu var içinde. Yeşillikle birlikte.

Biraz evvel çok sevdiğim dostlarımdan birinin annesinin öldüğünü öğrendim. Sevgili Sarp Batur’un. Son ayları çok acılı geçmişti, o nedenle Sarp’tan rica etmişti palyatif tedavinin de sonlandırılmasını. Böyle bir karar vermenin ne kadar zor olduğunu kendi anne babamın ölümlerinden biliyorum. Bir de bu kararı verecek tek kişi sizseniz, bu........

© 10 Haber