Sevgili günlük…
31 Temmuz, İstanbul
Eğer Pagasus haber vermeseydi yarın Berlin’e gideceğimi unutacaktım. Elbette, yolculuğumun bugünlerde olduğunun farkındaydım ama yarın olduğunu bilmiyordum. Bir sürü randevuyu yeniden organize etmek gerekti. Beni bana hatırlatacak bir insana ihtiyacım var. Asistanlar bunun içindir ama ben asistanımdan böyle bir yardım istemeyi beceremiyorum. İstemekle ilgili bir zorluk yaşadığım için değil, unuttuğum için. Acaba bende de o meşhur hastalıktan mı var: Dikkat Eksikliği.
2 Ağustos, Berlin
Bazı şeyler ne güzel, ne kadar beklenmedik bir şekilde yolunda gidebiliyor. Burada, Berlin Mitte’de, hemen evimin karşısındaki ‘Kafe Fleury’ye girerken, bir hanımefendi Alper Hasanoğlu olup olmadığımı sordu. Adını burada zikretme hakkını kendimde görmüyorum, ondan izin almadığım için. Viyana’da mimarlık okumuş ve yedi yıldır Berlin’de mimar olarak çalışıyormuş. Babasıyla kahvaltı ediyorlardı. Tatlı tatlı sohbet ettik bir süre ve bütün cesaretimi toplayarak ondan, benden önceki kiracının bana satmak istediği evin içindeki eşyalarla ilgili fikir alma cesareti gösterdim. O da sağ olsun yardım etti ve evle ilgili başka bir ihtiyacım olursa yardım edebileceğini söyledi.
Böyle anlarda, hayatımda yaptığım sayısız hatanın yanında iyi şeyler de yaptığımı hissediyorum. Yoksa bu iyi insanlar bana yardım eli uzatmazlardı.
Bugün çok güzel bir hava var Berlin’de. Sabah biraz yağmur yağdı, ardından tekrar güneş açtı. 22 derece, benim gibi sıcaktan bunalan biri için ideal.
Yağmur’la gidip yiyecek alışverişi yaptık. Buzdolabımızı doldurduk. İkimiz de çok heyecanlıyız. Güzel bir müzik sistemi kurmak ve kitaplık yaptırmak istiyoruz. Yeni mimar dostumuz belki bize bu konuda destek olabilir. Televizyon yerine duvara yansıtacağımız bir projeksiyon sistemimiz de olsun istiyoruz.
Bunların hiçbiri elbette bir çırpıda yapılabilecek şeyler değil. Maliyetli işler, ama bizim de hiç acelemiz yok doğrusu. Üç beş ay içinde, var olmaktan zevk alacağımız bir mekân yaratabileceğimize eminim.
Aytuğ Akdoğan’la giriştiğimiz ‘Arınma Geceleri’ dizisi bir süre sonra dejenere bir hale gelecek diye endişe ediyorum. O nedenle bir süre noktalı virgül koymak gerektiğini düşünüyorum. Umarım Aytuğ da bununla hemfikir olur.
3........© 10 Haber
