menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Özgür üniversite, makbul üniversitenin gölgesinde

11 1
20.07.2025

Gençlik “makbul öğrenci” kalıplarına sığmıyor. Özgür akademisyen ise makbul akademisyenin gölgesinde silikleşiyor.

Bu metine düşünerek başlamak istiyorum. Akademi denince akla, fikirlerin özgürce çarpıştığı, yeni düşüncelerin cesaretle filizlendiği alanlar gelir. Oysa bugün üniversitelerde “çok seslilik” iddiası çoğu zaman yalnızca bir vitrinden ibaret. Farklı görüşler varmış gibi görünse de bu çeşitlilik çoğunlukla aynı ideolojik çerçevenin içinde, birbirine zarar vermeyen, makbul ve güvenli mesafelere sıkıştırılmış durumda.
Bir üniversite koridorunda yürürken, en son ne zaman gerçekten çatışan düşüncelerin tartışıldığını hatırladınız?

Birçok akademik program, tartışmalı konulara yer verse bile, bu tartışmalar genellikle hâkim paradigma içinde, “makbul” sayılan metin ve görüşler arasında sınırlanıyor; yalnızca ülkemizde değil, uluslararası düzeyde de böyle.
Örneğin, ABD üniversitelerinde ceza adaleti, ırk ve eşitsizlik temalı “kitle hapsi” derslerinde sıklıkla Michelle Alexander’ın The New Jim Crow adlı kitabı temel okuma olarak sunulur. Bu eser, özellikle siyah Amerikalılara yönelik yapısal ayrımcılığın ceza adaleti sistemi aracılığıyla günümüzde de sürdüğünü savunur.
Etkileyici ve güçlü bir anlatı sunmasına rağmen, Alexander’ın yaklaşımını eleştiren ya da farklı açılardan değerlendiren alternatif metinler çoğu zaman ders kapsamına alınmaz. Bu eserler ya tamamen dışarıda bırakılır ya da yalnızca “tamamlayıcı” kaynak olarak sunulur. Böylece fikir çeşitliliği görünürde varmış gibi görünür, ancak tartışmalar genellikle hâkim anlatının sınırları içinde, “güvenli karşıtlıklar” çerçevesinde kalır.

Türkiye’de de benzer bir eğilim gözlemlenebilir. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve çevre politikaları gibi konular, bazı ders ve etkinlikler aracılığıyla “duyarlılık” ve “çok seslilik” vurgusuyla gündeme getirilir. Ancak çoğu zaman yalnızca birbirine yakın görüşlere veya sistemle doğrudan çatışmayan eleştirilere alan tanınır.
Özellikle çevre politikaları bağlamında; iklim değişikliği, enerji dönüşümü, çevresel adalet gibi başlıklar sıkça tartışılsa da bu tartışmalar çoğunlukla devlet politikalarına doğrudan........

© yetkinreport.com