menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Gazetecilik Susarsa, Bilim de Susar

15 2
01.07.2025

Fatih Altaylı’nın da tutuklanması Türkiye’de artık neyin suç sayıldığına dair bulanıklaşan çizgileri ve ifade özgürlüğünün nasıl daraldığını gösteriyor. Gazeteci susarsa bilim de susar.

Bilimsel bilgi kamuya nasıl ulaşır? Yalnızca akademik dergilerle değil; onu sadeleştiren, çoğul seslere alan tanıyan, bilime samimiyetle yaklaşan medya organlarıyla. Bir bilim insanı olarak halkla buluşmamı sağlayan bu alanlar, yalnızca içerik değil; aynı zamanda anlam, merak ve güven üretir. Bugün bu yazıyı yazıyor oluşum da böylesi bir alanın bana açılmış olması sayesinde. Tıpkı bir zamanlar televizyonda tanık olduğum gibi: Bilime alan tanıyan gazetecilik, bilginin demokratikleşmesidir.

Pazar akşamları televizyon karşısında bilim konuşulan ender anlardan biriydi. Türkiye’de ana akım medyada bilim insanlarının söz hakkı bulabildiği, bilimsel düşüncenin kamuya açık bir biçimde ifade edilebildiği nadir programlardandı Teke Tek Bilim. Ve bu programın yürütücüsü Fatih Altaylı, bilimi anlamaya çalışan, sorular soran, cevaba alan açan bir gazeteciydi.

Bir akademisyen olarak, ben de bu programa iki kez konuk oldum. Her iki programda da hissettiğim şey, ekranın diğer ucundaki insanların bilimle temas kurmasını mümkün kılacak samimi bir çabaydı. Popülerlik için değil; anlamak, aktarmak ve kamuya bir şey kazandırmak için yapılan bir işti bu.

Bu yazıyı kaleme aldığım tarihte Fatih Altaylı tutukluydu. Anlayabildiğim ölçüde ve birçok hukukçunun, gazetecinin yorumlarına göre, hakkında verilen tutukluluk kararı ölçüsüz ve orantısız. Yaptığı bir yorum sonrası yargılanıyor. Oysa bu durum, Türkiye’de artık neyin suç sayıldığına dair bulanıklaşan çizgileri ve ifade özgürlüğünün nasıl daraldığını da gösteriyor. Bunun en önemli göstergesi ise, yakın geçmişte birçok değerli gazetecinin benzer süreçlere maruz kalmış olması.

Ama benim dikkat çekmek istediğim şey hukuki boyut değil; özgürlükler meselesi. Bilim insanı olarak, akademide özgürlüklere kafa yoran biri olarak biliyorum ki, özgür toplumlar sadece özgür üniversitelerle değil, çeşitliliğin hüküm sürdüğü özgür bir basınla da mümkündür.

Çünkü her ikisinin de özünde benzer bir etik sorumluluk yatar: Gerçeği aramak, farklı görüşlere alan tanımak, kamuoyunu bilgilendirmek, eleştiriye açık olmak. Eğer bu iki alan da baskı altındaysa, toplumun bilgiye ulaşma kanalları daraltılmış demektir. Ve bu sadece bireysel hakların değil, toplumsal sağduyunun da aşınması anlamına gelir.

Baskının Küresel Eğilimleri, Yerel Yansımaları

Amerika’da Notre Dame Üniversitesi’nin Keough Küresel İlişkiler Okulu’nda yapılan bir konuşmada dile getirilen şu cümle bu yüzden önemlidir: Özgür bir halk, özgür bir basına ihtiyaç duyar.

Dünyanın farklı coğrafyalarında, demokratik gerilemenin ilk işareti genellikle gazetecilere yönelik baskılarla başlıyor. Macaristan, Hindistan, Rusya gibi örnekler bunun kanıtı. Türkiye’de de benzer bir örüntü oluşuyor: Önce gazeteciler susturuluyor, bir yandan akademi değersizleştiriliyor, ardından sivil toplum yapıları işlevsizleştiriliyor.

Açık Radyo’nun Kapanışı: Sesler Susturuluyor

Aslında Açık Radyo bu durumun ilk örneklerinden biri oldu. Türkiye’nin en köklü bağımsız yayın organlarından biri olan bu radyo, 30 yıla yaklaşan yayın hayatına RTÜK’ün lisans iptali kararıyla veda etti. Yaklaşık üç yıl boyunca Antroposen Sohbetler adlı programımı burada hazırladım. Bu deneyim, bana yalnızca bilgi paylaşımının değil; özgür bir yayıncılığın değerinin, farklılıklara kulak vermenin ne denli ufuk açıcı olduğunun da dersini verdi. Radyo, yalnızca bir mecra değil; düşünsel çeşitliliği savunan, kamusal bilinci besleyen bir yaşam alanıydı. Bu nedenle susturulması, sadece bir frekansın kapanması değil; aynı zamanda özgürlük koridorunun biraz daha daralması demekti. Hukuki süreci bildiğim kadarıyla hâlâ devam ediyor. Ancak Açık Radyo, bugün Apaçık Radyo adıyla internet üzerinden yayınlarını sürdürüyor. Antroposen Sohbetler de bu yolda yürümeye devam ediyor.

Dijital Direniş ve Bağımsız Gazetecilik

Bu bağlamda,........

© yetkinreport.com