menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Üniversite okuyacağına usta ol”: Becerilerin kayboluşu ve geleceğin bilinmezliği

11 0
19.02.2025

Analog beceriler, yani elimizle yaptığımız ve pratik deneyimle öğrendiğimiz temel beceriler hızla kayboluyor. Evde bir musluk tamir edemeyen, kendi bisikletinin zincirini düzeltemeyen bir nesil yetişiyor. Peki bu toplumlar için ne anlama geliyor? Ülkemizde durum nasıl?

Gelecek senaryoları genellikle yapay zeka, dijitalleşme ve otomasyon gibi kavramlarla doludur. Geleceği hayal ettiğimizde aklımıza genellikle uçan arabalar, insansı robotlar ve tamamen otomatikleşmiş iş yerleri gelir. Ancak geleceği anlamak için yalnızca dijital sinyallere bakmak yanıltıcı olabilir. “Futures of Youth Work” araştırmamızda üzerinde durduğumuz önemli bulgulardan biri de analog becerilerin hızla yok olması. Basit tamiratlar, el işçiliği, gündelik yaşamda kendi kendine yetebilme gibi beceriler artık hızla kayboluyor.

Teknolojik ilerleme ile birlikte meslekler ve ekonomik yapı büyük bir dönüşümden geçiyor. İş gücü piyasası belirsiz, kırılgan ve hızla değişen profesyonel beceriler gerektiriyor. Yeni yetkinlikler kazanmak ve sık sık kariyer rotasını değiştirmek artık bir norm haline gelmiş durumda. Bu dönüşüm sürecinde, gençlerin geleneksel eğitim yerine uzmanlaşmış sertifikalara yönlendirildiği bir döneme giriyoruz. Üniversite diplomasının eskisi kadar kıymetli olmadığı, büyük şirketlerin belirli becerilere sahip adayları tercih ettiği yeni bir istihdam paradigması oluşuyor.

Ancak tüm bu süreç içinde gözden kaçan bir nokta var: Analog beceriler, yani elimizle yaptığımız ve pratik deneyimle öğrendiğimiz temel beceriler hızla kayboluyor. Gündelik tamiratları yapabilmek, eskiyen bir eşyayı onarmak, marangozluk, dikiş dikmek, ayakkabı tamiri yapmak gibi beceriler toplumdan siliniyor. Dijitalleşen iş gücü piyasasında artık ellerimizle bir şeyler üretmekten uzaklaşıyoruz.

“Futures of Youth Work” araştırmamızda topladığımız sinyallerden biri de giderek büyüyen bu analog beceri kaybına işaret ediyordu. Örneğin Almanya’da küçük kasabalarda ayakkabı tamircisi bulmak artık neredeyse imkansız. Ya yeni bir ayakkabı almak zorundasınız ya da tamirat için başka bir kasabaya 40 dakika araba sürmek zorundasınız. Bir başka sinyal ise tamirat ustalarının uzun bekleme süreleri. Eskiden mahallede herkesin tanıdığı bir tesisatçı, marangoz ya da elektronik tamircisi varken, şimdi çamaşır makinesi bozulduğunda bir ustanın gelmesi için haftalarca bekleniyor.

Gelişmiş toplumlarda giderek daha fazla insan en ufak bir tamirat işinde bile profesyonel hizmet almak zorunda kalıyor. Evde bir musluk tamir edemeyen, kendi bisikletinin zincirini düzeltemeyen bir nesil yetişiyor. Bu sadece teknik beceri kaybı değil, aynı zamanda ekonomik ve ekolojik bir sorun. Çünkü tamir edemeyen, onaramayan bir toplum, her şeyi daha sık değiştirmek ve tüketmek zorunda kalıyor.

Bu noktada Avrupa’da gelişen Onarım Hareketi (Repair Movement) önemli bir örnek sunuyor. Repair.eu tarafından yürütülen Right to Repair (Tamir Hakkı) girişimi,........

© yetkinreport.com