menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

TÜİK kafaları karıştırdı: faiz hangi enflasyon hesabıyla belirlenecek?

21 17
16.07.2024

Türkiye’de enflasyon artışı tahminler doğrultusunda yüzde 30’lara inse bile Dünya genelinde en yüksek 6. enflasyon olmayı sürdürecek. Önümüzdeki dönem ülkeye sermaye girişi beklentisinin yanında bütçe açığının kapatılması için Merkez Bankası faiz düşürme kararı alabilir. Ama bu kararın önünde iki engel var. Biri geçmişte siyasi baskı ile alınan faiz kararları sebebiyle bankaya duyulan güven kaybı, diğeri ise TÜİK’in açıkladığı enflasyon verilerine olan güvensizlik.

Bir gece ansızın Hazine ve Maliye Bakanı’nın ya da Merkez Bankası Başkanı’nın görevden alınması gibi bir durum gerçekleşmez ve mevcut ‘çok eksik’ ekonomi programı uygulanmaya devam edilirse, enflasyonun 2024 sonunda yüzde 40’a, 2025 ortalarına doğru da yüzde 30’a yaklaşması mümkün.

Mümkün olan gerçekleşirse başımıza kuş konmayacak; hala dünyanın en yüksek enflasyonuna sahip ülkelerden biri olmaya devam edeceğiz.

Bir fikir vermek için iki veri: IMF’nin 2024 sonu tahminlerine göre 2024’te dünyada en yüksek yedinci enflasyon yüzde 35 ile İran’da, en yüksek onuncu enflasyon ise yüzde 24 ile Nijerya’da gerçekleşecek. Biz 2024’te altıncıyız.

Temel amacı enflasyonla mücadele etmek olan herhangi bir merkez bankası, bu amacına ulaşmak için temel araç olarak kısa vadeli faizi (politika faizi) belirliyor. Bunu yaparken asıl olarak yakın gelecek için oluşturduğu enflasyon tahminlerine bakıyor. Mesela, politika faizi önümüzdeki on iki ay boyunca şöyle bir yol izlerse, enflasyon nasıl seyreder? Elbette bu tahmini yaparken, enflasyonu belirleyen diğer değişkenlerin olası gelişmelerini de dikkate alıyor.

Türkiye’ye dönelim. Büyük bir sürpriz yaşanmazsa Fed’in faiz indirme süreci bu yılın sonuna gelmeden başlayacak. ECB ise bu sürece girmiş durumda. Şu anlama geliyor: Ekonomi politikasında saçmalanmadıkça, bizim gibi ülkelere daha fazla sermaye gelmesi (döviz arzının artması) demek. Açık ki döviz kuruna aşağıya doğru baskı yapacak ve üretim maliyetlerini azaltacak (normalinden az artıracak) bir gelişme. Enflasyon açısından iyi haber. Öte yandan jeopolitik olumsuz bir gelişme yaşanmadıkça Türkiye açısından çok önemli olan enerji fiyatlarının artması beklenmiyor.

Orta Vadeli Program’da 2024’te bütçe açığının GSYH’ye oranının yüzde 6,4 olacağı tahmin ediliyor. Bir kısmı, deprem nedeniyle yapılması zorunlu işlerden kaynaklanıyor. Bir kısmı da Mayıs 2023 seçimi öncesinde alınan ve hayata geçirilen kararlardan. Nedeni ne olursa olsun, bu yüksek bir bütçe açığı. Kaldı ki deprem harcamalarını finanse etmek için bazı vergi düzenlemeleri zaten yapılmıştı. Buna rağmen yüksek bir bütçe açığı söz konusu. Bütçe açığını düşürecek ve 2025’te de bütçede iyileşmenin devam edeceğine........

© yetkinreport.com


Get it on Google Play