İmamoğlu’na tutuklama kararı ekonomiye da daha fazla zorluk demek
İmamoğlu’nun tutuklanması ardından ekonomide nasıl bir haftaya başlanacak? Siyasi kriz derinleşirse ekonomiye daha fazla yük getirir, ekonomik programın raf ömrünü daha da tüketir. (Foto: Borsa İstanbul)
Önce yaklaşık 30 yıl önce aldığı diploması iptal edildi. Hemen ardından bazı çalışma arkadaşlarıyla birlikte gözaltına alındı. Ardından tutuklandı. Ekrem İmamoğlu çevresinde gelişen olaylar dövize talebi bir daha tetikledi. Kur anında sıçradı. Sıçradığı yerden giderek yükselme eğilimine girmesi ihtimali belirdi. Bu eğilimi durdurmak için Merkez Bankası (MB) bir dizi önlem aldı: Birincisi, bol miktarda döviz sattı. İkincisi, bankalara borç verme faizinin üst sınırını yükseltti. Üçüncüsü, piyasada döviz talebine yönelebilecek likiditeyi çekme amacıyla vadesi 91 güne kadar çıkabilen likidite senedi çıkaracağını açıkladı.
Dördüncüsü, özellikle ithalat yapacakların “kur daha fazla yükselmeden ilerisi için ihtiyaç duyacağımız dövizi şimdiden alayım” davranışına girmelerini engellemek istedi. Bu eğilimin bugün kuru daha da sıçratmasını önlemek için Türk Lirası uzlaşmalı döviz işlemi yapmaya başladı (teknik ayrıntısına girmiyorum). MB dışında ve beşinci olarak ise Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bol miktarda “merak etmeyin program yürürlükte” mealinde açıklamalarda bulundu.
Tutuklama kararının geldiği 23 Mart Pazar itibarıyla durum şöyle: Uzmanların sosyal medyada yer alan hesaplamalarına göre, MB yaklaşık 20-25 milyar dolar arasında döviz sattı. Bu tutar, Mayıs 2023’ten bu yana bin bir çabayla sağlanan rezerv artışının önemli bir kısmına denk geliyor. Buna rağmen, döviz kuru gözaltı öncesine kıyasla yüzde 3,5 oranında daha yüksek.
MB son 3 Para Politikası Kurulu toplantısında, politika faizini toplam 750 baz puan düşürerek yüzde 42,5’e çekmişti. Bu indirimlerin sürmesi bekleniyordu. Böylelikle mevduat ve kredi faizleri de giderek düşecekti. Oysa son üç işgününde tam tersi gerçekleşti.
Mevduat ve kredi faizlerinin MB faizine paralel bir şekilde hareket etmesi için, bankaların kendi aralarında yaptıkları işlemlerde ortaya çıkan kısa vadeli piyasa faizinin, MB faizine çok ama çok yakın bir yerde oluşması gerekir. Ne var ki bu kısa vadeli piyasa faizi 325 puan yükseldi; yüzde 45,7 oldu. Farklı bir ifadeyle, MB, gözaltı kararından önce giderek düşmesi beklenen piyasa faizini, mecburen uygulamaya koyduğu önlemlerle yükseltmiş oldu. Gösterge tahvilin (Hazinenin daha önce ihraç ettiği tahvillerden en çok işlem gören tahvilin) faizindeki yükseliş 5 puanı geçti. Türkiye’nin risk primi ise 250 baz puan iken 328’e ulaştı. Farklı bir ifadeyle, yurtdışından döviz cinsinden borçlanma maliyetimiz yükseldi.
Tüm bu olumsuz gelişmelere karşın, böyle alt alta........
© yetkinreport.com
