PKK’nin Kimliği, Geçmişi ve Barış Sürecinde Gerçeği Aramak
Geçmişi yok sayarak barış sağlamak zordur. Sadece devletin değil PKK ve Kürt siyasi harektelerinin de geçmişleriyle hesaplaşmaları işi kolaylaştıracaktır. Dünyada örnekleri var. Fotoğrafta PKK’lılar sembolik törenle silah bırakmak üzere Süleymaniye yakınlarındaki mağaradan çıkarken görülüyor. (Foto: AA)
Görünen o ki, barış süreci ağır aksak da olsa en azından Meclis’teki “Terörsüz Türkiye” Komisyonu üzerinden ilerliyor. Umutla, temkinle, bazen de kuşkuyla… Ancak bu tartışmanın gölgesinde kalan çok önemli bir konu var: PKK’nın geçmişteki kimliği, eylemleri ve bu örgütün neden olduğu acıların bugünkü barış söylemiyle nasıl ilişkilendirileceği.
Yıllardır hem Türkiye’nin siyasi ve güvenlik kurumları hem de akademi ve medya PKK’yı bir “terör örgütü” olarak tanımladı. Şimdi ise, yürütülen barış süreci bağlamında, bu tanım giderek daha az kullanılmaya başlandı. Hatta Abdullah Öcalan, “teröristbaşı” olarak anıldığı konumdan çıkarak “kurucu önder” sıfatıyla anılmaya başlandı. Bunun elbette bir nedeni var: Barış süreçlerinde güven inşa etmek ve müzakere kanallarını açık tutmak için, tarafların dilini yumuşatması kaçınılmazdır.
Ancak şu soruyu da sormak zorundayız: Bu yumuşama geçmişi görünmez kılmak anlamına mı geliyor?
Bir barış sürecinin sağlıklı ilerleyebilmesi için elbette karşılıklı güven gerekir. Ancak güven, geçmişin üstünü örterek değil, onunla dürüstçe yüzleşerek inşa edilir. Bugün PKK için “terör örgütü” tanımının sessizce kenara bırakılması, eğer bir stratejik nezaketin ötesine geçip bir tarihsel unutma pratiğine........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Ellen Ginsberg Simon