Değerli okuyucular, insanlığın 21'inci yüzyılın ilk çeyreğini tamamlıyor olması, kent yaşamını sürdürmek için gereken temel faktörlerin sağlanmasını kolaylaştırmak bir yana daha da karmaşık hale getirdi. Geride bıraktığımız hafta uluslararası alanda yaşanan örnekler, ülkelerin gıda, enerji ve su güvenliklerinin ne kadar bıçak sırtında olduğuna dair örnekler içeriyordu. Portekiz ve İspanya, 28 Nisan Pazartesi günü sebebi hala anlaşılamayan bir enerji krizi ile karşı karşıya kaldı. Her iki ülkede kara, demiryolu ve havayolu ulaşımı dakikalar içerisinde felç oldu. Telekomünikasyon alt yapısı çöktü. Kentlerde yaşanan trafik kaosunun yanı sıra, su sistemini besleyecek enerjinin bulunmaması ve soğuk gıda zincirinin bozulma tehdidi saatler içerisinde milyonlarca kişiyi gıda krizi ve susuzlukla yüzleştirdi. İspanya'nın başkenti Madrid'de Özerk Bölge Başkanı Isabel Diaz Ayuso, karanlığın çökmesiyle beraber başlayabilecek yağma vakalarına karşı orduyu göreve çağırdı. İspanya'da olağanüstü hal ilan edilirken ülke genelinde 30 bin polis sokağa indi. Yaşanan kaosun ötesinde, turizmin önemli bir gelir kapısı olduğu hem İspanya hem de Portekiz'de binlerce turist en az 1 haftalık rezervasyonlarını iptal etti. Kimileri bu krizin arkasında siber saldırı olduğunu dile getirirken, kimi iddialar ise İspanya'daki ani sıcaklık değişimlerinin elektrik iletim hatlarında yarattığı etkinin kesintilere yol açtığı yönündeydi. ABD Başkanı Donald Trump'ın Avrupa'yı siber saldırılardan koruyacak sistemleri devre dışı bırakma talimatı verdiği göreve geldiği ilk günlerde basına sızmıştı. İspanya ve Portekiz'de yaşananlar Rusya-ABD ikilisinin Avrupa üzerindeki bir deneyi de olabilir. Bu krizden çıkarılması gereken ders sayısı ise sonsuz. Alt yapı sistemlerini hedef alabilecek siber saldırılardan, artan nüfusun kullandığı teknolojik cihazların çeşitlenmesine paralel olarak artan enerji ihtiyacını karşılamak için yapılacak yatırımlara kadar üzerinde düşünülmesi gereken hususlar........

© Yeşilgiresun