İsrail'in 2023 yılının Ekim ayından itibaren askeri işgale dayanan yayılmacı hedeflerinin yeni aşaması, 2024 yılının Eylül ayından itibaren Türkiye'yi terörle mücadelede yeni bir yaklaşıma sevk etti. Beşar Esad'ın Moskova'ya kaçışının ardından geçen aylarda net bir şekilde görüldüğü üzere İsrail, Fırat Nehri'nin doğusundaki PYD/YPG terör örgütünü, güneyde ise Esad yönetiminden kalma Dürzi generaller aracılığıyla Dürzi toplumunu, Suriye'yi parçalamak için kullanmakta. Türkiye ise buna karşı PYD/YPG'nin, İsrail destekli federalizm planı yoluyla Suriye'yi bölme taleplerini askeri ve diplomatik baskıyla durdurmaya, Irak'ın kuzeyinde ise silahlı eylem yapamaz hale getirdiği PKK'yı yine diplomatik ve siyasi baskıyla tarih sahnesinden çekilmeye zorladı. 12 Mayıs günü PKK terör örgütü, düzenlediği 12'inci kongresinde aldığı kararlar doğrultusunda kendisini feshettiğini duyurdu. Duyurunun finalindeki “PKK adıyla yürütülen çalışmaların sonlandırıldığı” ifadesinin kamuoyunda yarattığı dalgalanma, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın “Bu açıklamayı, Kuzey Irak'la birlikte Suriye ve Avrupa başta olmak üzere örgütün tüm uzantılarını da kapsayan bir karar olarak değerlendiriyoruz.” cümlesiyle yanıt buldu. Malum, PKK terör örgütü neredeyse alfabedeki her harf ile organize ettiği kombinasyonlar vasıtasıyla kurduğu paravan örgütlerle bir dolandırıcılık şebekesi gibi, Avrupalı ve ABD'li ortakları eşliğinde Türkiye'yi uyutma gayretleri ile ünlüdür. Bu saatten sonra Avrupa Kürdistanlı Demokratik Toplumlar Federasyonu/ FCDK ya da Sürgündeki Kürdistan Parlamentosu/ PKDW gibi harf yığınlarının arkasına saklanarak bölücü siyasetlerine devam etme girişimleri daha farklı karşılık görecektir. Basına şu ana kadar yansıyan bilgiler, PKK'lı teröristlerin silah bırakma süreçlerinin Suriye ve Irak'ta da bizzat Milli İstihbarat Teşkilatı'nın gözetiminde gerçekleşeceğine işaret ediyor. Yani kağıt üzerinde değil, sahadaki gerçekler bu fesih kararının devamında yaşanacak gelişmelerde belirleyici olacak. Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın'ın hayata geçmesi planlanan adımların ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sunacağı rapor hem PKK'nın hem uzantılarının kader çizgisini şekillendirecek.

FESİH DEĞİL İFLASIN İLANI
PKK terör örgütünün fesih ilanını değerlendirirken, bölgemizde günümüz koşulları içerisinde bunun bir iflas ilanı olduğuna da dikkat çekmek lazım. Birinci Soğuk Savaş'ın artığı bu örgüt, 1970'li yıllarda Türkiye'deki ideolojik çatışmaların etnik boyut kazanması amacıyla sözde “müttefiklerimiz” tarafından tasarlanmış, ASALA'nın Avrupa'daki terör eylemleri neticesinde mecburi tasfiyesi sonucu oyuna sokulmuştu. Lider kadrosu ıskartaya çıkan örgütün sözde........

© Yeşilgiresun