Türkiye için en kötüsü: Blokaj Demokrasisi
Blokaj Demokrasisi (Veto Demokrasisi), çok etnikli, mezhepli ya da dini bölünmüş ülkelerde görülen bir yönetim biçimidir. Bu sistemde, karar alma süreçleri her grubun oydaşmasına (konsensüse) dayanır. Amaç, tüm kesimlerin kendini sistem içinde temsil edilmiş hissetmesini sağlamak ve çatışmaları önlemektir. Bu modelin temelinde “her grubun kararları bloke etme hakkı” vardır.
Gazeteci İsmail Saymaz, Bahçelinin birkaç ay önce MHP milletvekilleriyle kapalı bir toplantıda “Kardeşliği pekiştirmek için Cumhurbaşkanının iki yardımcısı olsun; biri Kürt, diğeri Alevi olsun” dediğini açıkladı ve bugüne kadar da partiden tekzip gelmedi.
Bu yaklaşıma olumlu ve olumsuz tepkiler oldu. Ancak; nereden bakarsak bakalım böyle bir yaklaşım ülkemize telafi edilmesi zor maliyetler getirecektir. Bazıları;
1.Mezhep temelli siyasi yapı hiçbir ülkede başarılı olmadı.
Irak halkının;
Irak’ta demokrasi, etnik ve mezhep eksenli ve ‘’Muhasasa‘’ denilen bir kota sistemine dayanır.
Bu dağılım, yazılı olmayan ancak uygulamada netleşmiş bir prensiptir.
Irak'taki mezhep eksenli yönetimde, liyakatın yerini mezhep kimliği aldığı için hükümet kurma süreçleri sürekli uzuyor ve krizlere yol açıyor. Bunun içindir ki Irak’ta, ülke aidiyet ve vatandaşlık duygusu zayıfladı. Irak’taki mezhep temelli siyaset, ülkeyi siyasi çıkmaza sokmuş durumdadır.
Lübnan'daki rejimde din/etnik grup temeline dayalıdır.
1943 tarihli “Ulusal Pakt” (al-Mithaq al-Watani) ve 1989’daki Taif Anlaşması ile........
© Yeniçağ
